Freeman Kömürlü & Siyah Şekerli Peeling Maske

Bugün pek popülarite kazanmamış ama seven kemik bir kitle sahibi olan, üretimi de Amerika'da yapılan Amerikan markası Freeman's maskelerinden birini inceleyeceğiz. Freeman's Charcoal&Black Sugar Polishing Mask.

8 Mart kadınlar günü indirimindeki Watson's çılgınlığımda aldığım iki Freeman's ürününden biri bu maske peelingi oldu. Çılgınlık bunun indirimde dahi olmamasıydı, ama inanın umrumda bile değil.
Freeman's ürünlerini nasıl keşfettim hatırlamıyorum; tek hatırladığım ürünleri araştırıp alacaklarıma karar verip almam arasından 2 gün bile geçmediği; ki bu bir mucize çünkü benim istişare'ye falan yatmam, kendimi çapraz sorguya almam, karar vermem, ve almam arasındaki süre 3 ay sürebiliyor.

Benim cildim kuru bir cilt, ergenlik dönemimde karma yağlı cildim 22 yaşımdan itibaren anne genlerimle hızla kuruya dönerken, burnum her ne hikmetse özerklik ilan edip yağlıya dönük kalarak ergenliğini muhafaza etti. Bundan ötürü burnumda gözenekler siyah nokta ve burun kenarlarında parlama gibi şikayetlerim mevcut. Geçtiğimiz ay bu konuyla kafayı bözduğumdan bir ateşle gidip bu ürünü aldım sanırım.
Çok da iyi Çok da güzel yapmışım.

Ürün aslında peeling değil de polishing mask olarak geçiyor yani mota mot çevirince cila maskesi? -Aslında biralı bir polishing mask yapıp cila niyetine satışa sunulsa ne kadar güzel olur. (bugün yine beynim yaratıcılıkla patlıyor.)-
Maske kullanımı sonrasında cildiniz gerçekten de ışıldıyor, bundan ötürü adı polishing mask olabilir.

Ürünün içinde kocaman şeker tanecikleri var, oldukça sert yapıdalar fakat bu şekerler siyah değil, hayal kırıklığına uğramayın. İçinde bulunduğu jelimsi yapı siyah ve yoğun kıvamlı bir ürün. Cildinize yavaş hareketlerle yedirerek uyguluyorsunuz, ki burada hafif tampon hareketler daha iyi olabilir, yoksa sürüklerken cildinizi çizebilirsiniz. 

Cildinize yedirdikten sonra 5-7 dakika yüzünüzde bekletiyorsunuz. Bu sırada sanırım kömürün içindeki aktif parçacıklardan olsa gerek yüzünüz ısınmaya başlıyor fakat korkulacak, cildiniz yakacak bir sıcaklık değil kesinlikle, şeker hafifçe eriyor ve sonrasında yüzünüzü yavaş dairesel hareketlerle ovarak, bastırmadan ılık suyla temizliyorsunuz. Cildiniz temizleniyor, adeta gıcır gıcır oluyor fakat gerilmiyor, fakat sert şeker taneciklerinden ötürü biraz kızarabiliyor.

Bu yöntem paketin üzerinde önerilmiş olan yöntem. Fakat ben daha güzelini buldum, hem hassas cildime daha uygun oldu hem de ürünün etkisini daha çok hissettim.

Banyodayken saçımı kremledikten sonra, suyla ve buharla yumuşamış, gözenekleri açılmış cildime bu ürünü uyguluyorum, cildim daha yumuşak ortam daha sıcak olduğundan ürün çok daha rahat uygulanıyor. 2-3 dakika cildimde oturduktan sonra daha hızlı ısınan kömür ve daha hızlı eriyen şeker yüzümü acıtmadan çizmeden cildime yedirilmeye ve ovalanmaya müsait hale geliyor, yaklaşık 1- 1.5 dakika peeling yapar gibi ovduktan sonra yüzümü ılık suyla yıkıyorum. Geriye yumuşacık ve pürüzsüz ve parlak bir cilt kalıyor. Üstelik sert tanecikiler sıcakla erimiş ve ufalmış olduğundan cildiniz kızarmıyor, çizilmiyor.

Ürünü omuz ve dekolte kısmına da uyguladım ve kesinlikle çok sevdim ölü derileri temizlemekte, cildi yumuşatmada ve cilde doğal bir ışıltı katmada oldukça başarılı.

Marka Hayvanlar üzerinde test yapmıyor, ürünleri Paraben içermiyor. 

Bu maskenin içeriğinin ilk sırasında Şeker, ikinci sırasında Propylene Glycole*, üçüncü sırada Aktif Kömür ve dördüncü sırada Kaolin** yer almakta. 

Ayrıca içerisinde tanıdık gelecek , Muz özütü, Hindistancevizi özütü, Papaya özütü, Zencefil Kökü özütü, Sandalağacı özütü, Frambuaz özütü, Lavanta yağı, Carbomer ve son sırada Parfüm bulunmakta.

Koku olarak oldukça yoğun bir kokuya sahip; tatlı, şekerli biraz da mayhoş bir koku. Yüzünüzde bir süre bekletince rahatsız edebilir kokuya hassasiyetiniz varsa.

Paketlemesi pratik ve hijyenik. Sadece bu ürünü bir kez açıp kullandıktan sonra içindeki iri şeker tanelerinden ötürü kapak sağlam bir biçimde kapanamıyor bu yüzden paketi tersine bir şekilde yerleştirerek akma, sızıntı gibi yapma sıkıntıları engelliyorum. Veya sert bir zemine kapağı kapalıyken sert bir biçimde vurunca da iyice kapanıyor ama kapağı kırma ihtimaliniz de yüksek olduğundan ilk yöntem daha iyi gibi geliyor.

Boyut olarak devasa bir boyuta sahip, özellikle kendi klasmanında; 175 ML. Vücuduma kullanırsam biter diye korkmaktan oldukça uzağım yani. 

Kapak tam olarak kapanmıyor.

Kullanım süresi ise 36 ay, yani piyasadaki diğer maskelerin kullanım süresiyle karşılaştırınca oldukça uzun bir süre, vücudunuza kullanmasanız da bu süre içerisinde rahatlıkla bitecek bir ürün.

Fiyatı da boyutuna göre oldukça uygun 32 lira gibi bir fiyata almıştım sanırım.

Her cilt tipi için uygun deniyor, kömür yağ fazlasını alacak bir ajan olarak hareket etmesinden yola çıkacak olursak, ben kuru cildimle, bahsettiğim methodla oldukça memnun kaldım. Cildimi germedi, kurutmadı; nemini korudu fakat sebum dengesiyle oynayıp yağlandırmadı. Ergenlikten çıkamayan burnumu da çok güzel ve derinlemesine temizledi.

Yağlı ciltlerin de seveceğini düşünüyorum. Sonrasında bir tonik ve cilt tipinize göre bir nemlendirici sürmek oldukça elzem. Ben ise sonrasında aldığım diğer Freeman's maskesi olan Goji Berry Facial Hydration Mask'i kullanıyorum. Onun da yazısı gelecek.
İkisi oldukça güzel bir ikili oldu benim cildimde.

Siyah nokta, ölü deri, pürüzlerden sikayetçiyseniz; hayvanlar üzerinde test yapmayan bir marka olması da sizin için önemliyse, denemeye değer bir ürün olduğunu düşünüyorum.
Freeman's ürünlerini Watson's şubelerinde ve bazı kozmetik dükkanlarında ya da online olarak bulabilirsiniz.

Kendinize güzel bakıyorsunuz!
Zeynep




*Propylene Gylcol: Kullanıldığı üründeki mikro organizmaların çoğalmasını engellemekte, cildi yumuşatmada, esans çözündürücü olarak olarak ve doğal özlerden aktif özleri çıkarmak kullanılma amaçlarından birkaçı.
**Kaolin: Granit kayaçlarından elde edilen bir kil türü.

Lola Bomb Strawberry Daiquiri Lip Balm

Merhaba,
Bugün sizlere Lola Bomb'ın tatlış bir dudak balmından bahsedeceğim.
Lush yokluğunda beni çok sevindiren bir keşif oldu Bomb Cosmetics'in Türkiye ayağı olan Lola Bomb. 

Burada bahsettiğimiz fuarda edindiğim Strawberry Daiquiri adındakı isimli lip balmını aldığımdan beri deniyorum, sıra geldi düşüncelerime.
Çilekle ilgili her şeyi seven biri olarak her ne kadar diğer muhteşem kokulu lip balmlarını beğensem de kaçarım olmadan Strawberry Daiquiri'yi tercih ettim. Strawberry Daiquiri benim favori kokteyllerimden biridir, başka ne olabilirdi ki! 

Strawberry Daiquiri dudak balmının tadı tam olarak çilekli kokteyl gibi, koklarken de dudaklarımdayken de yapay koku ve tat gelmiyor, daha ziyade içinde bir dilim lime olan çilekli kokteyl içmişim de tadı dudaklarımda kalmış gibi, çilekli daiquiri de tam da böyle bir içecek; adı çok yerinde olmuş.

Gelelim beni en heyecanlandıran kısma.
Dudakları çok kuruyan çatlayan bir insan değilimdir, o kısmı yüzüm ve ellerim üstlenmiş sanırım; fakat son 2 senedir mat rujlar, likit mat rujlardan başka bir şey kullanmaz olunca dudaklarımda kuruluk baş göstermeye başladı. Gece yatarken çok sevdiğim Neal's Yard Remedies Wild Rose Beauty Balm yüz balm'ımı dudaklarıma da sürerek bu kuruluk ve çatlamaları tedavi ediyor olsam da, konu gün içinde dudak balm'ı kullanmaya gelince işler biraz tıkanıyordu.

Cremesheen gibi kremsi rujların parlaklığına bile çok az tahammülü olan bir olarak dudaklarımı hem mat hem de nemli tutmam oldukça zor; çünkü altına uygulandığında dudakta parlaklık yapmayan, mat rujların yapısını değiştirmeyen bir balm bulamadım. Bir süredir bunun arayışında biri olarak bu işi yerine getirecek bir balm çeşidini araştırmalarıma ve para harcamalarıma rağmen bulamadım. Bir dudak balmına da fahiş fiyatlar vermek gibi bir arzum yok ve olmayacak.

İşte bu noktada hiç aklımdan bile geçmiyorken Lola Bomb hızır gibi yetişti. Strawberry Daiquiri dudaklara uygulandığında hiçbir şekilde parlama yapmıyor, dudaklarınız sadece nemli görünüyor; ıslak veya yağlı değil. Daha da güzeli mat rujlarınızın yapısını bozmuyor, değiştirmiyor, kalıcılığını azaltmıyor; yine de dudaklarınızın kurak çöllere dönmesini başarıyla engelliyor. Hem normal rujlarda hem de likit mat rujlarda geçerli bu işlevi. Hatta sürülmesi zor, homojen dağılmayan tebeşirimsi mat rujlarınız varsa (mesela Mac Sin -_-) bu güzellik o rujları daha kolay ve daha homojen kullanmanıza zemin oluyor. Sadece bu bile tekrar tekrar almama yetecek kadar güzel ve önemli bir özellik benim için.

Yapı olarak oldukça katı, parmak veya fırçanızı dokundurduğunuzda  kavanozda duran formunda çökme dağılma gibi durumlar olmuyor, parmağınızın veya dudak fırçanızın hareketleriyle ısınıp hafifçe yumuşuyor ve dudaklara kolayca uygulanıyor. Dudakta ağırlık yapmıyor ve yeme içme sonrası dudaktan tamamen kaybolmuyor hafif bir katman olarak varlığını ve nemini hissediyorum.

Strawberry Daiquiri bugüne kadar kullandığım en nemlendirici dudak balmı değil, fakat benim aradığımda da bu değildi. Çatlamış dudaklarınızı tedavi etmez fakat hafif çatlak dudakları yumuşatır, dudaklarınızın çatlamasına engel olur. Çok çabuk çıkmadığı için sürekli yenileme ihtiyacı da duymuyorsunuz. 

En büyük artıları bana göre yapay ve rahatsızlık verici yoğunlukta koku tada sahip olmaması ve mat rujların altına rahatlıkla kullanılıp onların yapısını duruşunu kalıcılığını bozmaması. 

En büyük eksisi spf içermemesi bence, benim dudak ürünlerinde ısrarla aradığım iki özellikten biri bu! (diğeri parlama yapmaması, anladınız zaten :) ) 

Bir diğer eksikliği stick formda olmaması olabilirdi fakat bu konudaki mırın kırın etmelerim yapısının katılığından ötürü kavanozdaki formunun bozulmadığını görmemle geçti; üzerine biraz alkol döküp temiz bir peçeteyle silerek rahatlıkla dezenfekte olabiliyor. Parmaklarımı kullanmaktan hiçbir zaman hoşlanmadığım için kenarda duran bir açılır kapanır dudak fırçasını bu ürüne atadım ve bakteri üremesi ile ilgili sıkıntılarım da geçmiş oldu. 

Ayrıca kapağı oldukça sağlam ve kenarlarda birikme veya kir toplama gibi sıkıntılar yaşatmıyor.

Kısacası bu ürün benim çok sevdiğim ve bitirdiğimde muhakkak alacağım bir ürün oldu. Sizin de bir lip balmda aradıklarınız benimle aynı doğrultudaysa gönül rahatlığıyla önerebileceğim bir ürün. Tabii başka bir ürü aromada çeşitleri de var ve hepsini koklamış biri olarak hepsi harika kokuyor diyebilirim. (Diğer favorim karpuzlu olanı.)

Markanın bu ürünü ve diğer ürünlerini www.lolabomb.com'dan inceleyebilir ve satın alabilirsiniz.
Benim listemde ilk sırada Ece'nin yazdığı Lemon Sherbet dudak peelingi var. İsterseniz ona da buradan ulaşabilirsiniz
Lola Bomb Lemon Sherbet Lip Scrub

Yaz gelse de sahil kenarında Strawberry Daiquiri balmım ve Strawberry Daiquiri kokteylimle havanın tadını çıkarsam.

Umarım bu yazı hoşunuza gitmiştir,
Kendinize iyi bakıyorsunuz,
Öpüyorsunuz.

Zeynep

Lola Bomb Sherbet Lemon Lip Scrub Dudak Peelingi

Bu yazı Lush gitti diye karalar bağlayıp üzülenlere gelsin öncelikle, size iyi haberlerim var :)

İngiltere'nin ünlü Handmade Cosmetics markası Bomb Cosmetics, Lola Bomb ismiyle kısa bir süre önceTürkiye'ye geldi. Online olarak alışveriş yapabileceğiniz gibi yakında Boyner mağazalarından da ulaşabileceksiniz!

Kendisi ülkemize gelmeden önce, kış ayazının mahvettiği dudaklarımızı bahara hazırlamak için Sherbet Lemon isimli dudak scrubını tanıtmak istedim. Lola Bomb için detaylı bir yazımız da ilerleyen günlerde blogumuzda olacak. Takipte kalın ;)

Öncelikle bu ürün ve aslında Bomb markasının çoğu ürünü İngiltere'de Lush'a uygun fiyatlı dupe olarak gösteriliyor. Yani Lush Bubblegum 'ı sadece kokusu için değil, etkisi için de özlüyorsanız aynı etkiyi limonata kokan Sherbet Lemon 'la da yakalayabilirsiniz.

Gelelim benim fikirlerime:


İçinde toz şeker tanecikleri bulunan katı bir yağ formunda ürün. Dudak ısısıyla eriyor ve şekerleri de peeling görevi görüyor. Ben bir süre dudağımda tutup -eğer yalamamayı başarmışsam- sonra disk pamuk ile siliyorum. Üzerine de Blistex Med Plus uyguluyorum. En iyi verimi böyle yakaladım, dudaklarım yumuşacık oluyor ve sürdüğüm her ruj daha güzel görünüyor. Yalamamayı başarmışsam ayrıntısına dikkat etmişsinizdir, hayatımda tadı bu kadar güzel olan başka bir dudak ürünü daha görmedim. Dudaklarınıza sürdüğünüz her lip balm elbet ağzınızda kötü bir kimyasal tadı bırakır ya, o tat bunda yok. Jelibon gibi bir şey, acaip.

Ben çok memnun kaldım, bittiği zaman yenisini alacağım bir ürün oldu. Bir de lip balmlarını merak ediyorum onu da Zeynep inceleyip paylaştığında sizinle beraber öğreneceğim :)

Sevgiler

Hindistancevizi Yağı ile Saç Bakımı

***Sonuçları direkt görmek için fotoğraflar en altta***

Merhaba,
Bu yazı hindistancevizi yağının methini çok duyup, gerçekten de işe yarıyor mu diye soranlara gelsin çünkü bu yazıda "hindistancevizi yağının saça faydaları nelerdir, hindistancevizi yağı saç uzatır mı? " gibi soruların cevabını bulacaksınız.

Vakit kaybettirmeden başlıyorum :)

Hindistancevizi yağı, oda sıcaklığında sıvı formda bulunup belli bir derecenin altında katılaşan bir yağ. Yemeklere kullanmak için, cilt bakımı yapmak için, saçlarınıza kullanmak için en katkısız ve en faydalı ürünlerden biri. Gerçek hindistancevizi yağı kullanıyorsanız geçerli bu durum, eğer yukarıda bahsettiğim gibi katılaşmıyorsa içine mutlaka başka yağlar da katılmıştır veya fraksoniyel yöntemle elde edilmiştir, bu da tüm besleyiciliğinin gitmesi demektir, dikkatli olun.

Ben saç bakımımda nasıl kullandığımdan bahsedeceğim sizlere.

Öncelikle bir kaşıkla üründen saçımın boyutuyla orantılı bir miktarı alıyor ve bir kaseye koyuyorum. Saçımı iki kısma bölüyorum. Kaseye koyduğum yağdan mıncıklayıp, avucumun içinde eritiyor ve saçlarıma uyguluyorum. Bir fırça ile tarayıp saça eşit şekilde yayılmasını sağlıyorum. Ben saç diplerime de sürüyorum bu arada.
Saçım uzunsa arkadan dişli toka ile topuz yapıyor, kısaysa hiçbir toka kullanmadan o gün kullandığım yastığı temiz bir havluyla sarıp öyle uyuyorum. Sabah kalktığımda banyoya giriyorum. En önemli kısım olan arındırma kısmında, saçı arındıracağım derken hırpalamamak çok önemli. Kolay arındırmak için saçımı daha kuruyken şampuanlayıp ve şampuanı bu şekilde köpürtüp sonra duruluyorum. Bir kez daha şampuan uygulayıp tekrar duruladıktan sonra saçım  yağdan kolayca arınmış oluyor.

İlk kullandığım günü hatırlıyorum. Saçım o zamanlar sarıydı ve işlem görmekten aşırı yıpranmış duruma gelmişti. Saç konusunda çok şımarığımdır, 10 senedir saçımı defalarca işleme maruz bıraktığım halde hiç yanmadığı için, bundan sonra da yanmaz sanıyordum. Öyle olmadı, keçe gibi oldu ve ben ufak çaplı bir şok geçirdim. Kerastase, Schwarzkopf gibi markaların profesyonel ürünleri de dahil ne denesem kar etmemişti. Ben de hindistancevizi yağının abartıldığını düşündüğümden "En kötü yemeğe kullanırım." diyerek bir adet edinmiştim. Ertesi sabah uyandığımda saçımın nasıl parladığını ve nasıl yumuşadığını gördükten sonra kendisini rutinime ekledim. Bir sürpriz de haftada bir kullandığım bu ürün sayesinde saçımın eskisine nazaran daha çabuk uzadığını görmem oldu. Evet bu ürün saç da uzatıyor. Saç çıkartıyor mu bilemiyorum, o konuda bir deneyimim olmadı.

Kısacası içinde zerre kimyasal olmayan, hiçbir hayvan testine tabii tutulmayan yani cruelty free olan bu ürünü "Yemediğim şeyi saçıma sürmem." mentalitesindeki arkadaşlara şiddetle tavsiye ediyorum. İçinde silikon bulunan ve etkisi sadece günlük olan saç bakım ürünlerini boşverip, en doğalına yönelmenizi tavsiye ediyorum :)


Bendeki yağ the LifeCo markasının hindistancevizi yağı. Ama başka markalarda da muadillerini bulabilirsiniz. Gerçi şunu söylemeliyim lifeco'nun yağı denediğim diğer markaya kıyasla daha saf geldi bana. Siz yine de deneyip, hangisinden daha çok verim aldıysanız onu kullanın derim.

The LifeCo 'nun hindistancevizi yağı Macrocenter marketlerinde satılıyor, online alışverişe elverişli bölgedeyseniz internet sitesinden sipariş edebilirsiniz. Ayrıca markanın kendi sitesinde de satılıyor diye hatırlıyorum. Onun dışında nerelerde bulunur pek bilgim yok. Organik ürünler satan bazı dükkanlarda da görmüşlüğüm var ama sürekli bir stok akışı olmadığından net bir şey söyleyemeyeceğim.

Aşağıdaki fotoğraflar bugünden geçmişe doğru gidiyor.

Sevgiler :)

Ece



Sonuçlar:

Neal's Yard Remedies Wild Rose Beauty Balm

Wild Rose Beauty Balm

%99.2 organik olan Wild Rose Beauty Balm içeriğinde mineral yağ, sentetik koku ve renklendirici, silikon, paraben, phytalate, propylene glycol, carbomer, polyacrimide jeller, Edta, içermiyor ve markanın diğer ürünleri gibi hayvanlar üzerinde tekst edilmiyor. Zaten Leaping Bunny sertifikalı, peta onaylı bir marka.
 Kalın camdan kavanozda muhafaza edilmiş bir ürün. Yanında bir de müslin bez ve kullanım amaçlarını anlatan ve yüz masajı hakkında bilgi veren bir rehber çıkıyor.

Şu dünya üzerinde en sevdiğim cilt ürünü olabilir. Yapısı katı formda bir yağ gibi diyebilirim ve çok amaçlı bir cilt ürünü. İçeriğinin ilk sırasında kuşburnu yağı var. Kuşburnu yağının temel besleyici, yağ asitleri ve anti oksidanlar olan A, B1 ve B2 gibi vitaminler dahil olmak üzere vitamin kaynağı açısından en zengin kaynaklardan biri olduğunu belirtmişler. Organik kuşburnu yağı Şili'de yetişen Yaban Güllerinin (Kuşburnu Çiçeği) tohumlarından soğuk sıkma yöntemiyle elde ediliyor 
Kuşburnu yağını jojoba yağı, bal mumu ve shea yağı takip ediyor, katı yapısının sebebi bu olsa gerek. Kokusu oldukça bitkisel, ferah, sebebinin biberiye yaprağı yağı olduğunu zannediyorum. Bir çok kullanım şekli var, bunları yazdıktan sonra bir de benim hangi amaçlarla kullandığımı da ekleyeceğim.

Rehberine göre 3 şekilde kullanabilirsiniz;

1. Eksfoliasyon etkili Temizleyici

İçinde tanecikler yok, taneciksiz eksfoliasyon ile cildinizi derinlemesine temizleyebiliyorsunuz. Kuru yüzünüze uygulayıp dairesel hareketlerle yüzünüze masaj yaparak temizliyorsunuz. Sonrasında yanında verdikleri muslini sıcak suda ıslatıp sıkarak ürünü yüzünüzden arındırıyorsunuz. 

Oldukça yağlı bir formda ve eğer yağlı bir cildiniz varsa sonrasında yüz temizleme jeliyle yıkamak isteyebilirsiniz. Ben hiç yapmadım ve sivilce gibi bir oluşuma sebep olmadı.
(cilt tipim über kuru -karma)

2.Denge Maskesi

Temizlenmiş cilde uygulayın ve gözeneklerin açılması için yüzünüzü sıcak müslin beziyle kapatın. Bunu 2-3 kez tekrarladıktan sonra 30 dakika bekleyin. Sonrasında sıcak müslin beziyle yüzünüzü temizleyin. Son adım olarak, gözeneklerinizin daralması için soğuk müslin bezini yüzünüze kapatın.

3. Besleyici Balm

Yüzünüzün kuru ve nemsiz kalmış kısımlarına ince bir tabaka halinde uygulayın. Bırakın sihrini yapsın. :)

Londra'da son 60 yılın en soğuk kışını geçirmek bana düştüğünde yüzüm kurumaktan başkalaşım geçirdi. Göz kapaklarım soyuldu mesela ufak bir örnek vermek gerekirse. Bu ürün ve bu uygulama hayatımı kurtardı. Yatmadan önce ince bir tabaka halinde uygulayıp sabaha kadar cilde işlemesine izin vermek önemli.

4. Tam Teşekküllü Cilt Bakımı

1.  ve 2. adımı sırasıyla uygulayın ve sıcak müslin beziyle yüzünüzü nazikçe sildikten sonra yüzünüzde kalan ürünü masaj yaparak cilde yedirin ve yoğun besleyici, canlandırıcı, ışıltı arttırıcı bir bakım için gece boyunca yüzünüzde kalsın. 

        

Ben bu ürünü her amaçla kullandım diyebilirim..Cildimin annesi oldu, her başı sıkıştığında imdadına koştu. Makyaj temizleme yağı olarak kullandım, eksfoliasyon amacıyla da. Nem maskesi de oldu, cilt yatıştırıcı da. Hastayken burnum tıkanınca bıyık bölgeme sürdüm nefesimi açtı, ellerim kışın egzamadan yara olup çatladı, yırtıldı, kanadı, ellerimi kurtardı. Dudaklarıma lip balm olarak kullandım ve gece kuru çatlak kesilmiş dudaklarımı sabah pamuk gibi bıraktı. Yüzüm ve vücudumun kurtarıcısı oldu. Canım Beauty Balm'ım <3 <3

Bu ürünün eksileri yok mu derseniz, var tabii.Birincisi kullanım ömrü çok kısa, açıldıktan sonra 3ay içinde tüketilmesi gerekiyor. Eğer cilt bakım düzeniniz yoksa çöp olacaktır. Bu noktada durumu değiştiren şey, 3 sonrasında aslen bir bozulma olmaması. Bolca yağ barındırdığı için çabuk bozulmuyor. Yağ yemeklerde de bir koruyucudur, bilirsiniz salçanın üzerini düzleyip üzerine biraz yağ koyarız ki salça küflenmesin. Çünkü yağ kolayca okside olmaz. Mumyalamada yağ kullanıldığı görülmüştür. Ayrıca yüksek muhteviyatta bal mumu da var. Dolayısıyla 3 ay'ın sonunda çöpe at durumu yok. Ben bu ürünü 8 ay kullandım. Hala da bir koku, yapı değişilikliği veya ciltte irritasyona sebep olma gibi bir durum olmamıştı. 
İkinci sevilmeyecek bir etmen koku; kokulu ürünlere karşı hoşnutsuzluğunuz varsa bunu da sevmeyebilirsiniz. Neal's Yard Remedies sentetik hiç bir koku kullanmıyor, dolayısıyla diğer ürünleri gibi bu da parfümlü değil, daha bitkisel bir koku. Ben seviyorum, ama zevk meselesi.
Cilt tipi bazından bakarsak, her cilde uygun denmiş fakat ben buna katılmıyorum. Yağlı ciltlerin çok da beğeneceği,memnun kalacağı bir ürün olduğunu zannetmiyorum. Diğer cilt tiplerinde rahatlama hissi yağlı ciltlerde ağırlık hissine tekabül edebilir.
Diğer iki olumsuzluk ülkemizde bulunmaması ve de pound ile kur farkından ötürü fiyatın şişmesi. Benim için ise bu ürün her pence'i hak ediyor, Türk lirasına kurdan ötürü hakkımı helal etmiyorum ama :)) 

İçerik

Toparlamak gerekirse ömrümün sonuna kadar bakım ürünlerim arasında yer alsın istediğim, kelimenin tam anlamıyla joker bir ürün bu. Neal's Yard Remedies'ten tek bir ürünseçebilirsin deseler, çok ağlardım, 'hepsini deneyeyim öyle karar vereyim' diye sızlanırdım, ama dönüp dolaşıp Beauty Balm'ı seçerdim sanırım.
Umarım bu aşk mektubum hoşunuza gitmiştir,
Diğer yazılarda (aşk mektubu değil) görüşmek üzere.
Zeynep

Diğer Neal's Yard Remedies Ürünlerini merak ediyorsanız
Neal's Yard Remedies Markasını daha yakından tanımak ve Power Berry Günlük Nemlendirici İncelemesi için; 
Neal's Yard Remedies &Power Berry Günlük Nemlendirici

Yabangülü ve Avokado içerikli Omega3&6 yönünden zengin Göz Kremi İncelemesi için;
Neal's Yard Remedies Rose Formula Eye Cream

Neal's Yard Remedies Rose Formula Hydrating Eye Creme - Göz Kremi

Bir önceki yazımda size ürünlerini severek kullandığım, etik değerlerini ve temiz içeriğini,organik bileşenlerini takdir ettiğim Neal's Yard Remedies'i ve günlük nemlendirilerinden POWER BERRY'i tanıtmıştım. Marka ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak, günlük nemlendiricisi hakkında fikir almak isterseniz. Sizi Neal's Yard Remedies & Power Berry Nemlendirici İncelemesi



Rose Formula Hydrating Eye Cream

Bugün incelemesini yapacağım diğer ürünleri bir göz kremi. Severek ve düzenli kullandığım tek göz kremi oldu kendisi. Diğer Neal's Yard Remedies ürünleri gibi bu üründe de Paraben, Mineral Yağlar, Phthalate, EDTA, Silikon, Yapay Esans ve Renklendiriciler bulunmuyor. Bu ürünlerin zararlarını bir yukarıda linkini verdiğim yazıma eklemiştim. Oradan inceleyebilirsiniz.

Ambalajı çok güzel, pompalı bir şişede ve hijyenik olarak kullanılması ve saklanması için avantajlı. Aynı zamanda kalın camdan bir ürün, elinizden düşerse kırılmıyor, ve cam ambalajlı olması çok büyük bir artı.
Her tür cilde uygun bir göz çevresi kremi. İçeriğindeki yaban gülü, avokado yağı, nar yağı var ve içeriğinin omega 3 ve omega 6 yönünden zengin bileşenleriyle amino asitlerle birleşerek cildinizi pürüzsüzleştirmek ve güçlendirme vaadinde bulunuyor. 

İçeriğinin ilk sırasında hamamelis otu (cadı fındığı) yer almakta ve cilt bakımına ilgisi olanlar bu bitkinin ne kadar faydalı olduğunu öğrenmişlerdir. Çok yetkin olmadığım için fazla bir şey söylemek istemiyorum fakat, cildin onarımına sıkılaşmasına, yaraların iyileşmesine, cilt enflamasyonuna oldukça yardımcıdır. 

Yapı olarak hafif, zaten listede ikinci sırada su var, fakat sürerken kıvamı artıyor fakat emilimi makyajınızı yapmaya engel veya makyajınızın bozulmasına sebep olmuyor, göz çevresinde bir ferahlık ve kendinizi daha uyanmış hissediyorsunuz; gözleriniz açılmış gibi Milia veya yağ butoncuklarına sebep olmadı kullandığım dönem içerisinde. Kullanırken de gözümün altındaki bölgeye uygulamadım, zaten kabında  da göz çevresine uygulayınız diyor. Kazayağı denen çizgilerin çıktığı yere dağıtıp pıt pıt yaparak yedirdim. Kalan nemi ise hafifçe göz altlarıma doğru sürükledim. Göz çevrem nemli ve daha dinç gözüktü bu süre içerisinde. Listede üst sıralarda yer alan gliserinin de bu konuda katkısı olduğunu düşünüyorum.

Ürünün içeriği bu şekilde.



Şişlik ve morluk gibi sıkıntılarım uyku düzenim iyi olduğu sürece olmadığından bu konularda etkisi hakkında bir fikrim yok. Fakat gözaltı morlukları krem gibi ürünlerle tedavi edilemeyeceğinden hiçbir zaman bir kremden böyle bir performans beklemeyeceğim.

Düzenli olarak kullanmalı ve bitirmeye azmetmelisiniz çünkü açıldıktan sonra kullanım süresi 6 ay ve şaka yapmıyorlar. Ürün 6. ayın sonunda koku değişimine uğruyor, uyguladığınız noktada kaşıntıya sebep oluyor. 

Belki olumsuz görünüyor ama ben bunu çok sevdim, yani elimdeki ürün bozuluyor, diğer bazı ürünlerde bunu söylüyor ama bozulmuyor, ürünün bozulması içeriğinde 100 yıl bozulmadan tutacak koruyucuların veya muadillerinin gerçekten de olmadığına güzel bir kanıt. 

Kokusu çok güzel bir gül kokusu, ki bunu gül kokusundan hoşlanmayan biri olarak söylüyorum. Lancome'un gül suyu kokulu ürünleri gibi kokmuyor, gülü burnunuza sokup en dibini kokladığınızdaki o yeşilliklere has koku ile gülün kendine has kokusunu alıyorsunuz. 

Bu ürün de alınacaklar listesinde,tabii cildimin ihtiyacına göre farklı bir ürün tavsiye etmezlerse. Sanırım en güzeli danışanlarının bilgili olması, önerilerine güvenebileceğimi biliyorum.

Umarım bu inceleme yazım yardımcı olmuş, hoşunuza gitmiştir.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Zeynep

Neal's Yard Remedies POWER BERRY Daily Moisture Günlük Nemlendirici

photo credit: simplyrachel.co.uk

Bugün sizlere ülkemizde pek duyulmamış ve maalesef bulunmayan ama çok güzel bir markadan, 'NEAL'S YARD REMEDIES' ten bahsetmek istiyorum. 


Neal's Yard Remedies benim çok sevdiğim, İngiltere menşeili, doğal ve organik içerikli ürünleriyle dikkat çeken bir marka. cilt Bakımından, Anne ve Bebek Ürünlerine, Takviye Doğa İlaçlardan Makyaj Serisine ve Aroma Terapiye kadar uzanan geniş bir skala var.  

Neal's Yard Remedies 1981 yılında Londra'nın merkezinde yer alan Covent Garden'ın Seven Dials denen bölgesinde açıldı. Şu anda bulunduğu inanılmaz tatlı, masal gibi sokakta yine bir peynir dükkanları bulunmakta, sokağa adını vermekteler. Girseniz aşık olup çıkmak istemeyecekseniz; en azından bana öyle olmuştu. 

Neal's Yard Remedies - Covent Garden, Seven Dials
photo credit: relocabroad.com  

Sevgimin tek sebebi bunlar değil tabii ki; Neal's Yard Remedies  %100 vejetaryen, cruelty-free bir marka; Leaping Bunny, PETA ve FRAME sertifikalı. Hayvanların hakları ve yaşamına olduğu kadar insan haklarına da saygılı; Fairtrade yapan UN (BM) Global Compact adındaki oluşuma katılarak İnsan Haklarına, İşçi haklarına, Doğa'nın korunmasına söz vermişler. Paketlemelerinde geri dönüştürülebilir, doğada kaybolabilir maddeler kullanmaktalar. Ürünler sadece doğal değil ogranik de ve bunun altını özellikle çiziyorlar.

Ürünleri;

• Silikonlar -  (cildi kaplayıp cildin doğal işleyişine sekte vurmaktadır.)
• Mineral yağlar - (petrolden üretilmekte ve cildi tıkama eğilimi göstermektedir.)
• Parabenler -  (hormonal dengesizliklerle ilişiklendirilmiştir.) 
• GDO- (Uzun vadede sonuçlarının ne olacağı kestirilememektedir.)
• Phthalates - (İnsan ve hayvan hayatında toksik etkileri görüldüğü rapor edilmiştir.)
• Propylene glycol - (petrolden üretilmiştir.)
• Hayvan testi - (gereksiz ve zalimce.)
• DEA - (kanserle ilişiklendirilmiştir.)
• EDTA - (ağır metaller içermekte ve doğada çözünememekte.)
• Acrylates - (Petrolden üretilmektedir.)
• Nano - (uzun vadede sonuçlarının ne olacağı kestirilememektedir.)
• BHT (nefes almada güçlük ve akciğerlerde yetersizlğe sebep olabileceği saptanmıştır) 

İÇERMEMEKTEDİR. 

İçerikler, bütün hayvan yapmayan markalar, vegan,vejateryen, organik markalar hakkında engin bir bilgim olmasa da, bu marka ile edindiğim bütün bilgiler ve birebir deneyim ile gözümde oluşan imajları kaliteli ve etik oldu.


Kısa markayla tanışmamdan bahsedeyim. Benim bu markayla tanışmam bir arkadaşım aracılığıyla oldu. Onda olan yaban gülü içerikli bir kremi rosacea yüzünden kızaran yüzüme son derece iyi gelince, o kırmızılığı %90 azaltınca şoka girmiş hayran kalmıştım. İngiltere'ye gidersem mutlaka alacaklarım listemin en başında yerini aldı bu marka; o zamanlar İngiltere'ye gitmek gibi bir ihtimal veya planım yoktu. İngiltere'ye gidince de tabii ki sözümde durdum ve cildimin  ihtiyacına göre son derece yardımcı ve bilgili satış danışmanının da yardımıyla bir kaç ürün aldım.

Gelelim bu çok sevdiğim markanın bugün sizlere tanıtacağım ürününe.

Power Berry Daily Moisture

%94 Organik içerikli, içerisinde acai meyvesi, goji meyvesi, çay üzümü meyvesi gibi anti-oksidan açısından zengin meyvelerin özü var. Cildin ışıltısını arttırma ve genç cildi korumayı vaad ediyor.

İçeriğinin en başında su yer almakta, bundan ötürü de oldukça hafif yapılı bir ürün. Buna rağmen oldukça güzel bir nemlendirme kapasitesi var. Cilt tarafından kısa sürede emiliyor ama sonrasında yeterli nem alamamış hissiyatı yaratmıyor. Sanki daha çok cilt tarafından emilip yüzünüzü alt tabakada nemlendirme işine bakıyormuş gibi yüzünüzü yumuşacık bırakıyor. Kızarıklıkları azaltıyor. Hem de çok güzel azaltıyor.

Her şeye reaksiyon vermeyi, alerji olmayı marifet sanan bünyem bu ürüne karşı en ufak bir tepki vermedi; sevdi, sıkı sıkı sarıldı hatta! Oysa her şeye biraz tepki verip alışır ya da alışmaz; işleyişimiz bu yönde. (Canım genlerim)

Çok soğuklarda veya cildiniz başka sebeplerle susuz kaldığında kuruduğunda tek başına yeterli gelmeyebilir, fakat ben bu ürünü düzenli olarak günde iki kez kullandığımda o bazen özellikle rosacea'lı yanağımı yüzümü pul pul eden, kurutan, makyajın korkunç durmasına sebep olan görüntüyle en soğuk havalarda bile karşılaşmadım. - Yaz ayından beri kullanıyordum.-

Yine de cildinizin çok kötü ve çok kuru bir döneminde başlarsanız etkisini daha uzun bir sürede görebilirsiniz ve bu size yeterli gelmeyebilir, özellikle sabırsız ve düzenli cildini nemlendirmeyen biriyseniz.

Paketlemesi çok güzel.
Şişesi koyu mavi, kalın camdan ve oldukça dayanıklı, pompasıyla beraber geliyor. Oldukça hijyenik ve kullanışlı, camı kalın olmasına rağmen pek de ağır değil. Fakat yanınızda taşımak istemiyorsanız pompasıyla bir kaba aktararak oldukça kolay. Tek eksi yanı pompasının ara sıra tutukluk yapması, böyle bir durumda pompayı gevşetip yerinden çıkarıp tekrar takınca sorun gideriliyor. Nadir olduğu için göz ardı edilebilecek bir problem benim için.


İçeriği şu şekilde; 

Organik olduğu için uzun uzun kullanma süresi yok, ve bu kullanma döneminin sonuna geldiğinizde ürün zamanının geldiğini koku değişimiyle size belli etmeye başlıyor. 

Peki normalde Kokusu? MÜKEMMEL! Genelde doğal ve organik olunca ürünlerin korkunç kokması gerekiyormuş algısını bize kimler yerleştirdi bilmiyorum; fakat POWER BERRY, Big babol gibi, karışık meyveli şeker ya da sakız gibi kokuyor. Ben de dahil bu nemlendiriciyi koklayan her tanıdığım kokusunun güzelliğine deli oldu.Keyifle, severek kullandım. 

İngiltere'ye gitsem tabii ki alınacaklar listemde. Ama öncesinde bilgili, ilgili, iyi eğitilmiş danışmanlarına cilt kusurlarımı ve problemlerimi anlatıp,hangi ürünlerini kullandığımı belirterek ne önereceklerini dinlemek isterim. Çünkü ihtiyacınızı sizi söğüşlemek için şişirip, ihtiyacınız olmayan, size cevap vermeyecek en pahalı ürünlerle gelmiyorlar. -Ülkemizde ise 20 yaşındaki insana 400tl'lik anti-aging ürünü satmaya çalışırlar.-

Diğer Neal's Yard Remedies ürünleri gibi mineral yağlar, paraben, sentetik koku veya renkler, silikon, phytalat içermiyor. İlginç bir ek daha çay da içermiyormuş, ama bu ne demek inanın anlamadım. Çayın kötü bir etkisi mi var? Gerçekten, birisi söylerse sevinirim!

Fırsatınız olursa herhangi bir dükkanına ama özellikle Covent Garden'daki o güzel sokaktaki dükkanına gidip tüm ürünleri karıştırmanızı, danışmanlarla sohbet etmenizi ve hoşunuza giden ürünlerini denemenizi tavsiye ederim. 

Sitelerininden alışveriş yapmadım, fakat yazdıkça özelmim kabarıyor, bu konuyla ilgili birgelişme olduğunda güncelleyeceğim. Bu arada da siz de
http://www.nealsyardremedies.com/home adresinden sitelerini ziyaret edebilir, şubelerinin yerlerini öğrenebilir, ürünlerini inceleyebilir ve Avrupa'da yaşıyor veya yaşayan bir tandığınız varsa alışveriş yapabilirsiniz.

İlk kez bir cilt bakım ürününü inceledim, hem de en sevdiğimle başladım. Eksik olabilecek yönlerini de vurgulamaya çalıştım objektif kalarak fakat

eğer eksik gördüğünüz, merak ettiğiniz başka yönleri varsa lütfen sorun, söyleyin!