30 Ağustos 2015 Pazar

Look Book #5 - Galaxy



Etek/Skirt: Topshop
Üst/Top: Bershka
Sandals/Sandalet:Tommy Hilfiger
Çanta/Bag: Hediye
Gözlük/Sunglasses: Burberry

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Look Book #4 - "Happy"



Bluz/Blouse:Bershka
Şort/Shorts: Bershka
Sandelet/Sandals: Tommy Hilfiger
Gözlük/Sunglasses: Burberry




20 Ağustos 2015 Perşembe

Bozcaada


Bozcaada'ya ilk kez 6 sene önce gitmiştim. Bozcaada adı sanı duyulmamış, ziyaretçi sayısı az, plajları sakin, günleri sakin, geceleri sakin, denizi sakin, denizi mükemmel, insanları mükemmel bir yerdi.
Bu geçtiğimiz 6 sene içinde, ismi duyulmaya, popülaritesi artmaya, büyümeye, kalabalıklaşmaya ve haliyle de ticarileşmeye başladı. Geçtiğimiz yaz da ziyaret etmiş biri olarak, bu geçen 1 sene içinde bile gösterdiği devasa fark beni şaşkına uğrattı açıkçası. Geçen sene sakin olan plajı, bu sene hafta içi bile hiç görmediğim kadar kalabalıktı. Yine de, ada hala güzel, deniz hala güzel, Bozcaada hala benim biriciğim.
Öncelikle ada büyük, fakat yerleşim alanı oldukça dar bir alanda. Feribottan indiğiniz bölge merkez, herşey ayağınızın altında. Bir yanınızda Rum mahallesi bir yanınızda Türk mahallesi, etrafınız bir sürü, cafe, bar, restorant, çay bahçesi, hediyelik eşya satan stant, reçel, kekik, ada çayı, domates, satan köy insanları, kediler, köpekler, pastane, kahve, müze, kilise, camii ve kaleyle çevreleniyor. Yine de hala dingin, yine de huzur dolu. Özet geçtim gibi ama adanın özü bu! 45 dakikada dolaşabileceğiniz merkezde yapacak bir sürü şey, ziyaret edilecek mekan, yemek yenecek bir şeyler içilecek yerler bulmak mümkün.

Peki ben neler yaptım? Nereleri gezdim, nerelerde yedim, neler tattım, neler keşfettim?
Bu sene Bozcaada tatilimi 5 gün tuttum, bizce ideal bir süreydi. Dinlecek, gezecek ve sıkılmayacağımızdan emindik. Öyle de oldu. Gerçi, sanırım o huzurda yüzerken sıkılmak oldukça zor.
Gitmeden önce araştırmamı iyi yaptım, görülmesi gereken yerler, yemek yenecek mekanlar derken güzel bir liste çıkardım. Sizlerle de hazırladığım listeyi ve yorumlarımı paylaşacağım.

Gezilecek Yerler / Aktiviteler


POLENTE FENERİ Bozcaada'ya gidiyorsanız kesinlikle yapmanız gereken şeylerin başında gelir Polente'ye çıkmak. Seviyorsanız şarabınızı - ki Bozcaada'ya gitmeyi planlamışsanız duymuşsunuzdur, adanın şarapları meşhurdur.- sevmiyorsanız canınız ne isterse artık çantaya atın ve güneşin batışını izleyin. Ada'da gün batımı her yerden çok güzel, fakat burada apayrı güzel. Arkanızda rüzgar gülleri ve fener, önünüzde alabildiğine deniz ve kızılla süslenmiş gökyüzünde batan devasa bir güneş! İster istemez romantik olursunuz!
Ulaşımı ya şahsi aracınızla, ya da şehirde toplu ulaşımın tek dayanağı dolmuşlarla yapabilirsiniz. Dolmuşların tek eksi yani belli bir saatte kalkıyor ve belli bir saatte dönüyor olması. Biz Güneş batmadan 2 saat önce dolana dolana şarap içe içe gitmek istemedik. Zaten şarap sevmiyoruz. O yüzden tek şansımız olan taksiyi kullandık. Siz de öyle yapacaksanız ufal br uyarı, taksinin numarasını almayı unutmayın, yoksa açıkta kalmanız olası. Orası İstanbullu dolu olduğundan sizi şehre atma inceliğini göstermeyeceklerdir. :) Bir ufak not daha, telefon kenarda çekmiyor, yola doğru yürüyün, ve telefon operatörünüzden de "Yunanistana Hoşgeldiniz!" mesajı alabilirsiniz.,şaşırmayın.


BOZCAADA KALESİ O kadar tarihi ki, ilk kimler yaptı bilinmiyor. Cenevizlilere kadar uzanan bir geçmişi var. Bizansa ve Osmanlı'ya ev sahipliği yapmış, bu sürelerde tadilat görmüş, büyütülmüş büyük bir kale. Zaten ada'ya yaklaşırken sizi o karşılıyor. Gece aydınlatmasıyla daha da etkileyici bir hale geliyor. Kale'nin ziyaret bedeli Tam: 5 Öğrenci:3.
İçeri girince ipini koparmışçasına koşmak isteyeceğiniz yeşillik bir alana çıkıyorsunuz. Ben yapmadım ama siz yapın. Yavaş yavaş yukarı çıkarken, kalenin püfür püfür esmesi de, size sunacağı manzaralar da mükemmel. İçeride çok fazla kalıntı yok, ama her yerine girin çıkın, kelenin kenarlarında yürüyün tehlikeyi göz ardı edip, eski zamanlarda yaşayan bir asker olduğunuzu hayal edin. Ben öyle yaptım. :) Kalenin son kısmında bir kaç tarihi eser görebilirsiniz, kalenin en tepesin çıkıp ufak pencerelerinden size verdiği görüntülere dalabilirsiniz. Ben kalelri, kuleleri çocukluğundan beri seven, onlarla haşır neşir olmuş biri olarak kale gezimizi çok sevdim. Ayrıca Canikorn'la maceralarımız da daha da güzelleştirdi bu geziyi.



BOZCAADA MÜZESİ Hayatımda gördüğüm en tatlı müze. Ada'nın Rum Mahallesi kısmında yer alıyor. Ada'nın en eski evlerinden birinde yer almakta. Orijinalinde 3 katlı olan bu ev, bugün maalesef sadece giriş katına ve bodrum katına sahip; yukarı çıkan merdivenler ise tavanla birleşip sonsuzluğa bakıyor. Evin bu iki katı bize bir zaman tüneli gibi ada'nın geçmişten yakın tarihimize kadar olan anılarına gün ışığı tutuyor. Burada Bozcaada'nın 1. Dünya Savaşında ne kadar önemli bir yer teşkil ettiğni, savaşa ait yabancıların ve kendi askerlerimizin, şahsi, askeri eşyalarına sahiplik yaparak insanı duygulandırıyor. Rum kökenli ada sakinlerinin savaş sonrası ada Türkiye'ye kalınca korkarak kaçmalarından, fakat geride kalan Rumların mektuplaşmalarında her şeyin barış içinde olduğunu söylemesiyle dönmesine kadar ince detayları belirten andaçlar da mevcut. Müzenin bodrum katı, daha çok yakın geçmiş ve adanın günlük yaşantısına dair anılar, eşyalar, bilgilendirmelerle dolu ve insana kendi anılarından bir kaç iz hatırlatarak bir gülümsemeye sebep oluyor.
Hızlı gezerseniz 15 dakikada, inceleyerek gerçekten tadını çıkararak dolaşırsanız yaklaşık 2 saatte müze turunu tamamlarsınız. Biz o tadını çıkararak gezenlerden olduk ve dediğim gibi 2 saate yakın sürdü turumuz.
Müze saat 10'da açılıyor. Deli öpmüş gibi kapılarını açar açmaz ilk adım atan bizler olduğumuzdan açılış saatinden eminim. Kapanış saatinden ise emin değilim.

ALEXANDRIA TROAS Gidilecek yerler listemde gidemediğim 2 yerden birisi. İlk sebebi çok tembel olmam, Güneş'ten fellik fellik kaçıyor olmam. İkinci sebebi ise nerede olduğunu anlayamamış olmam ve oraya gitmek için bir araca sahip olmamam, veya oradan geçen bir araç var mı araştırmamam. Tabii yolun tehlikeli olduğunu da okuyunca denize gitmeyi tercih ettim!
Gidenlerin çok methettiğibir yer olan Alexandria Troas'ın tarihi M.Ö 4. yüzyıla kadar dayanıyor. Başta adı Sigeia olan bu bölge Büyük İskender'in namın Alexandria Troas olarak değiştirilmiş. Aslında bir çok cevher barındıran bu alan, arkeolojik olarak değerlendirilmediğinden o cevherleri toprak altında tutmakta.

YENİKALE Neresi anlamadığım bir alan daha? Ayol acaba bildiğimiz kalenin içinde falan mı? Adanın her yanı bozkır, adına yakışacağı gibi, nereye saklanıyor bu yapılar ben anlamadım. Burası da çok dik yokuşlu bir yol sonundaymış. Çok tembelim demiştim, değil mi? Ama siz erkenden kalkın, mutlaka gidin; manzarayı hayal edebiliyorum. Gidemezseniz de denize girin, Bozcaada denizi her şeyin çözümü.



AYAZMA PLAJI 
Aşığınım yanında olamasam da. Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. :( Ama kendinizi egzotik bir Güney Yarım Küre adasında hissetmek istiyorsanız, hizmet ayağınıza geldi. Tabii bu yıl artan popülasyon önceden hissettiğim o mükemmel bana ait bir kıyı hissini azaltsa da Ayazma'nın incecik kumları, cam gibi berrak suyunun güzelliğini, içinde yüzen çeşit çeşit balıkların tatlılığını azaltamıyor.
 Denizin berraklığı için de şöyle bir özet geçeyim; ayağım yere değer sanıyorsunuz, olmadı boy veririm diyorsunuz, fakat suyun derinliğinin 5 metre olduğunu anlayıp dumurlara sürükleniyorsunuz.

Ayazma dışında oldukça bilinen diğer plajlar Habbele, Sulubahçe ve Akvaryum. Aslında bunlar dışında bir sürü daha koyları mevcut ve rüzgarın Poyraz mı Lodos mu olduğuna göre gireceğiniz yeri seçebiliyormuşsunuz. Rüzgarlardan anlamadığım için pek bir şey fark ettirmedi fakat aşağıya link'i bırakacağım.
http://www.bozcaadarehberi.com Nerelerde Yüzülür?


Bozcaada denizi ile ilgili söylemem gereken bir başka gerekli detay varsa o da şu; BUZ GİBİ! Kolay kolay alışacağınız bir soğuk da değil, sizi ele geçireck bir soğuklukta, ama korkmayın,  deniz çok güzel! Hele ki deniz aşığı bir insansanızo soğuğu umursamamayı başaracaksınız. Ben başardım; ki temmuz ayında keşke hırka alsaydım yanıma diyebilecek kadar üşüyen yapıda bir insanım.
Ayrıca tüplü dalış gibi farklı farklı birkaç su aktivitesi satan bir stant da mevcut. 



Ne Yesek, Ne İçsek?
Öncelikle söyleyeyim; ada ucuz değil. Bence pahalı da değil gerçi, Bodrum'un lahmacunlarından sonra pahalı demem haksızlık olur. Ufak yer "aman kimse duymamış" "aman saf olurlar" "bu parayla Santorinide krallar gibi yaşarım" kafasında insanların kısacık dönemli işlerinden kar etmemesini, size el pençe durmasını istiyorsanız bu kafa yapısıyla zaten siz adaya gelmeyin, adanın çehresini kirletmeyin; gidin Bodrumda lahmacun yiyip Bodrum'a gittim diye gerinerek gezinin. Santorini de olur, döviz kurunu takip etmiyorsanız.
Neyse atarlanmam bittiyse ne yesek ne içsek'e dönelim.
Ada'nın 4 yanı neyle çevrili? Deniz. Deniz'de ne bulunur? Balık. Adada ne bulunur? Tabii ki balık.
Bol Bol deniz mahsülü tüketebilirsiniz, güzel yapan yerler de var, ehh keşke öğrenseymişsin diyeceğiniz yerler de. Biz balık sevmeyen güruhtan bir çift olduğumuzdan, balık tüketmedik, daha çok deniz böceklerini tercih ettik. Kalamar da bu sevdaya dahil.
Balıkçıl olmadığımızdan tabii biraz kısır bir alanda kaldık. Ama mezelerimizle ve zeytinyağlılarımızla da oldukça mutluyduk!

ASUDE ADA
Merkezde ve oldukça güzel bir yerde, daha çok zeytinyağlı ev yemekleri yapan bir yer. En bilinen yiyecekleri hardal soslu bonfilesi, çok özel değil, kötü de değil. Sahibi mutlaka masanızda uğruyor hatrınızı, memnuniyetinizi soruyor. Ambiyans olarak çok sevimliydi ve diğer mekanlardan daha farklıydı. Hardal soslu bonfile, üç farklı zeytinyağlı'nın bulunduğu tabağa ve 2 içeceğe 60 lira ödedik.



Tayyare Pizza

TAYYARE PİZZA
Tayyare pizza adanın benzinliği Opet'in bitişiğinde yer alıyor; çok tatlı, çok güzel bir yer, mükemmel bir manzarası var!! Şahsi aracınız yoksa, önünden dolmuşlar da geçiyor. Servis yönünden de oldukça hızlılar, pizzaları çok lezzetli, fiyatları makul bence, çünkü malzemesi bol, pizza boyutları gayet büyük. Biz bresaola'lı, Gurme Pizza adındaki o çok lezzetli pizza ve 2 biraya, yanılmıyorsam 55 lira verdik.
Polente fenerine çıkarken uğrayıp aldık. Gün batımını yakalamak için acelemiz vardı, belli bir sayıda misafir olmasına rağmen hiç beklemedik, ayrıca işletmecisi taksi durağının numarasını sorduğumuzda bize taksi çağırmak gibi bir incelik gösterdi.
Adada balık, deniz mahsulleri, ege mutfağı veya zeytinyağlılardan farklı bir şey tatmak isterseniz kesinlikle tercih etmeniz gereken bir yer Tayyare Pizza. Hem pizzayı kim sevmez..?


KORELİ
Ayazma plajında yer alan birkaç mekandan biri. Oldukça uygun fiyata deniz mahsulleri balık vesaire yiyebilirsiniz. Biz de akşam saat 8'e kadar denizde kalıp daha sonra burada yemek yemeyi tercih ettik. Personel çok ilgili ve güler yüzlü, yemekler ortalama. Kalamar söyledik, biraz kayış gibiydi, fakat midye dolma lezzetliydi; baharatı biraz azdı fakat bu genelde ege kıyılarında görülen bir durum. Ayrıca altı tane midye dolma istemiştik fakat boyutları küçük bir sekiz tane getirip iki tanesini ikram ettiler, bu çok tatlı bir davranıştı bence, müşteriyi kazanmayı biliyorlar. Ayrıca ayazma plajında takılırsanız gün içinde de burada yemek yemeye uğrayabilirsiniz, Koreli etrafındaki diğer mekanlara göre daha uygun fiyatlı bir yer, diğer yerler daha boşken Koreli her zaman dolu oluyor.

MAVİ BEYAZ
Mavi beyaz restaurant tam merkezde yer alan, feribottan inerken göreceğiniz ilk yerlerden biri. Ambiyans yine çok tatlı, ışıklandırması, fonda çalan yunan müzikleri, denizin kenarında yer alması, kale manzarasıyla insanın içi açılıyor. Mezeleri ortalamanın biraz üzerindeydi, orijinal bir mezeye gözüm takılmadı, belki de fark edemedim bilemiyorum. Yine de br yanınızda deniz, bir yanınızda müzik, yanınızda, karşınızda sevdiğiniz insan ya da insanlar varken tadını çıkarmak oldukça imkansız olan yerlerden biri, böyle akşamları bir kaç defa tekrar etmeye etmeyi düşünüyorsanız tercih edebileceğiniz yerlerden biri de mavi beyaz olabilir. 5çeşit meze 35lik terikağ rakı'ya 150tl hesap ödedik.
 Kedişler ve köpüşler etrafınızda olacak, haberiniz olsun. :)


Sandal

SANDAL
bozcaada'nın Nevizadesi diyebileceğim bölgesinde yani birçok mekanın yanyana iç içe olduğu, sokakları masalarla bezenmiş, merkezi ve çok sevimli bir bölgesinde yer alan bir restaurant. Müzikler çok güzeldi; Ezginin günlüğü, Candan Erçetin, birsen Tezer'den şarkıların çaldığı bir mekan. Ben mezelerini çok beğendim orjinal mezeleri vardı; zaten siz masaya oturmadan önce size içeri alıp tüm mezeleri gösteriyorlar, hangisini tercih ediyorsunuz, hangisini almak istiyorsunuz soruyorlar onun dışında bulunan sıcak olarak ekstra ne yemek istersiniz bunları söylüyorlar bu arada da masanız hazırlanıyor. Biz 6 farklı meze aldık bunlardan bazılarını daha önceden hiç denememiştim, çok lezzetli buldum. Bir tanesi üzerinde peynir eritilmiş sıcak patlıcandı, bir diğeri 5 farklı peynir ve çörek otuyla bazı baharatlarla karıştırılmış olan çok lezzetli bir peynir mezesiydi ve çok lezzetliydi, günlük hayatımda yapmayı düşündüm mezelerden birisi oldu, kahvaltı için bile kullanılabilir. Buğdaydan yapılmış frik pilavı ve özellikle vişne yaprağından zeytinyağlı sarması çok çok güzeldi. Birçok farklı mezeleri var. Kalamarları gerçekten başarılı, Kalamar yemek istiyorsanız burayı tercih edebilirsiniz. Mezeler porsiyon olarakta yeterliydi. 6 çeşit meze 20 lik altın seri tekirdağ rakı ya toplamda 190 lira ödedik, en sevdiğim yerlerden birisi oldu Sandal kesinlikle.

Daha Başka Neleri Var Bozcaada'nın?
Bunlar dışında takılabileceğiniz bir şeyler içebileceğiniz birkaç yer daha var.



 Bunlardan ilki Çınaraltı Kahvesi.
 En çok bilinen tam merkezde yer alan bir kahve. Orada Türk kahvesi içmenizi tavsiye ederim. Özellikle yanında damla sakızlı kurabiye, acıbadem likörü ve çikolatalı sigara ikram ettikleri seçeneği denemelisiniz. Benim gibi damla sakızlı kahve çok seviyorsanız burada çok güzel yapıyorlar.
 


Bunun dışında Çınaraltı'nın hemen sol tarafında yer alan Ada Cafe var. Burası gelincik şurubu ve gelincik ne yaptıkları ürünleri ile meşhur. Orada 'Gezoz' içmenizi kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ediyorum; Gezoz gelincik şurubu limon ve soda karışımından yapılan, inanılmaz ferahlatıcı bir içecek. Yanında yine gelincikli kurabiyesinin tatmalısınız.
Bunun dışında gelincik gelincik şurubu ile yaptıkları bazı kokteyller de mevcut, sadece şurubu tek başına da içebilirsiniz. Aynı zamanda bunları satın da alabiliyorsunuz çok keyifli, çok lezzetliydi tekrardan tavsiye ediyorum



Gezoz, Gelincikli Kurabiye&Canikorn



Ada'nın en meşhur pastanesi Çiçek Pastanesi;
 Burada kahvaltı da yapabilirsiniz, kahvaltılık ürünleri paket olarak alabilirsiniz. Börekleri, simitleri, sandviçleri mevcut serpme kahvaltılarının yanı sıra. Aynı zamanda kavala kurabiyesi, damla sakızlı kurabiyesi oldukça meşhur, dondurmaları çok methediliyor. Ben çok da bayılmadım dondurmalarına. Adada her zaman dolu olan bir dükkanları var, farklı bölgelerde fırını, dondurma dükkanları da mevcut.

Çiçek Pastanesi'nin gölgesinde kalmış daha ufak ama kesinlikle gerçekten başarılı lezzetlere sahip bir diğer pastane Veli Dede
Ben buranın damla sakızlı kurabiyesini Çiçek Pastanesi'ne göre daha çok beğendim, kandil simitleri çok lezzetli çünkü mahlep oranı diğer yerlerdeki kandil simitlerine nazaran daha yüksek, bayatlamıyor, aksine aldığınızın ikinci üçüncü gününde çok daha lezzetli hale geliyor. Yine börek, poğaça tarzı kahvaltılık ürünleri bulabilirsiniz, bunları paket olarak alıp yanınıza götürüp deniz kenarında acıktığınızda yiyebilirsiniz. Aynı zamanda yine hediyelik olarak paketlenmiş ürünleri, reçelleri, zeytinyağları da mevcut.

Eski Kahve'de limonataları deneyebilirsiniz, ayrıca tavşan da yapıyorlarmış fakat yemedim. Değişik bir tat olabilir eğer denemek istersiniz. Ben tavşan pişirdiğim günden beri tavşan yemeği düşüncesine katlanamıyorum; üzerindeki beyaz tüyleri ayıklayınca biraz travma geçirmiştim.

Polente 
Ada'nın merkezinde yer alan inanılmaz popüler bir mekan. 6 sene önce gittiğimde de oradaydı, bugün de orada; hiçbir değişiklik yok. Aynı popüleritesini, aynı yaş aralığını barındırıyor. Burada içkinizi yudumlayabilirsiniz, müziğinizi en yüksek seviyede dinleyebilirsiniz. Ayrıca "Romantik Tost" ve "Mafia Tost" gibi komik isilere sahp tostları var; ben yiyemedim. Romantik tost yedirmeyenler utansın!
Yine bir başka gitmek istediğim, gözümün kaldığı, fakat fırsat bulamadığım yer Bozcaada Müzesinin tam karşısında yer alan Bakkal isimli cafe-bar. Gündüzleri son derece sakin, akşamları belli bir saatten sonra tıklım tıklım kalabalıktı ve yine herkes birbirine çok yakın, yan yana, sıcak ve muhabbet oldukça güzel gözüküyordu; eğer bu tür ortamlarda hoşlanıyorsanız kesinlikle oraya biraz takılmanız gerekli.


Ada hakkında detaylar

Geyikli iskele'den bineceğiniz feribota aracınızla gidiyorsanız, gidiş ve dönüş tarihinizi önceden rezerve ettirmeniz gerekiyor. Yoksa ne ada'ya gidebilir ne de adadan dönebilirsiniz. Kimin yeğeni olduğunuz önemli değil, rezervasyonunuzu yaptırın, ne çalışanları canından bezdirin, ne de diğer rezervasyonuyla gelmiş kişilerin hakkını ve zamanını gasp edin..

Ada son derece sakin huzurlu Ege'nin diğer turistik şehirlerindeki curcuna, gece hayatı, kalabalık burada yok, mesela mekanlar 1'de kapatmış olabiliyor. Eğer çılgın bir tatil istiyorsanız Bozcaada'dan memnun kalmazsanız.
Burada herkes çok rahat kimse takıp takıştırıp süslenip püslenip Catwalk'umu yapayım demiyor. O yüzden buraya giderken rahat olun,  süs püs kıyafet konusunda kafanızı çok yormayın, podyumda salınacakmış gibi hazırlanmayın. 

Ya da isterseniz hazırlanın hayat kısa istediğinizi yapın!
Ada akşamları serin olabiliyor bundan dolayı yanınızda mutlaka(!) ince de olsa bir hırka, bir ceket, bir gömlek getirin. Öbür türlü üşüyecek olursanız bulunduğunuz mekanların hiçbirinde şal mevcut değil sanıyorum ki. 

Adanın ara sokaklarını mutlaka dolaşın aralarda gizlenmiş ufak tefek güzellikler, reçelci amcalar ve şarap evleri mevcut.  Buralarda şarap tadım turları da yaptırılıyor, fakat migrenden ötürü şarap düşkünlüğüm olmadığı için bu kısmı biz es geçtik.
Kale civarında tur tekneleri mevcut. Bu turlarla etraftaki koyları keşfedebilirsiniz.

Plaja dolmuşla gidiyorsanız, en önemli detay şu ki; bu dolmuşların belli bir saatleri var. Akşam 8'e kadar her saat başı kalkarken daha sonra saat 9 buçukta ondan sonra 11'de ve gece  12 civarında kalkıyor akşam oralarda takılmayı planlıyorsanız, istediğinizden fazla takılmanız gerekebileceğini göz önünde bulundurun.



DeryAda'dan defterler ve çanta :)

Adada hediyelik eşya alabileceğiniz bir sürü yer ve stant var. Benim en çok sevdiğim yer Çınaraltının sol çaprazında kalan sokakta yer alan 'DeryAda' isimli ufak dükkan; onun önünden geçerken kız kardeşimi bir karikatür olarak bir defterin üzerinde görünce delirdim! Benzerlikleri muhteşemdi! 
Kesinlikle çok başarılı ve bu kadar gerçekçi olamaz. İçeri girdiğimde birçok el yapımı ve özel tasarım üründe karşılaştım hepsi çok güzel ve fiyatları bence oldukça makul. Bu bahsettiğim Nazlı Cans mahlaslı bir tasarımcının, defterler 10 liraydı, aynı tasarımcıya ait çantalar da 25 liraydı. Bunun dışında yastıklar, peştemaller, sahibinin tasarımı deniz kabularından takılar ve başka bir çok şey mevcut. İçeri girdiğinizde ufacık bir dükkanda birçok farklı ürün bulup hepsiyle mest olacağınıza eminim burayı kesinlikle kaçırmadan görmenizi tavsiye ediyorum!

Kedisi, köpeği bol ve hepsi çok tatlı. Hayvan sevmiyorsanız, gitmeyin bence.





Bozcaada çok sakin, çok ufak, yeşillik yok, adı gibi boz, internet de gidip geliyor, denizi zaten buz gibi. Araçsızken gidip gelmek problem, araçla gelmesi, dönmesi, park yer bulması problem. Çok kötü çok! Gitmeyin, görmeyin, kalmayın; hatta hiç bilmeyin.
Bozcaada bana kalsın, benim olsun.

Umarım bu yazım aydınlatıcı olmuştur bir nebze. Atlamış olduğum veya aklınıza takılan bir şey olursa çekinmeden sorun!
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Kendinize güzel bakın.
Zeynep.

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Look Book #3 - Bir Yaz Gecesi Rüyası



Şort/Shorts: H&M
Üst/Top: Mango
Kemer/Belt: Mango
Flipr Flops/Terlikler: BirkenStock
Clutch: Koton
Kolye&Yüzük: Mango




Tatiller hep rüya gibidir sonuçta.




Makyaj/ Makeup


Yüz/Face
 L'oreal Lumi Magique Base
Maybelline fit me concealer

Yanak&Dudaklar/Lips&Cheeks 
Benefit Cha Cha Tint

Gözler/Eyes 
Giorgio Armani Eyes to Kill Mascara
Avon Glimmerstick Twilight Sparkle


18 Ağustos 2015 Salı

DUPE ALERT!: Nars Albatross Vs. Flormar Quartet Eyeshadow Copper Dreams


Bundan 6 yıl kadar önce, henüz daha aydınlatıcı ürünlerin her markada rahatça bulunamadığı ve hatta birçoğumuzun "Aydınlatıcı da ne ola ki?" dediği o karanlık zamanlarda Nars Albatross aydınlatıcı, makyaj severlerin en sevdiği en istediği ürünler arasındaydı. Sonrasında onlarca marka bir çok farklı aydınlatıcı piyasaya sürdü, fakat Albatross aydınlatıcıların atası olarak yerini korumaya devam ediyor.
Bugün bu aydınlatıcıya yine şans eseri bulduğum, uygun fiyatlı bir muadil tanıtacağım. Öyle benzerler ki, aralarında yarım tonluk bir renk farkı bile yok! Bahsi geçen muadil Flormar'ın 4'lü farlarından Copper Dreams adlı üründe bulunan en açık renk. Ben tamamen far paletinin renklerine gönül verip almıştım, Albatross'a muadil rengi keşfetmem işin bonus kısmı oldu.





İki ürünü de ayrı ayrı inceleyecek olursak;

Nars Albatross
Ambalaj: Klasik Nars ambalajı, siyah, kauçukumsu yapıda ve şık. Kauçukumsu yapıdan ötürü kir tutmaya müsait. İçinde büyük bir ayna mevcut. Fırça bulunmuyor.
Renk: Soğuk tonlu beyaz içinde altın yansımalar içeren ışıltılı bir yapıya sahip.
Koku: Kokusuz.
Pigmentasyon: Kabında görünen bembeyaz görüntü asla teninize yansımıyor. pigmentasyonu iyi fakat çılgınca pigmentli bir yapıda değil. Kremsiliği bulunmayan pudra yapılı bir ürün olduğundan çok sık kıllı bir fırçayla kullanılmadığı sürece size zorluk yaşatmayacaktır 

Kalıcılık: Ortalama 7 saate yakın biraz azalarak dayandı. Kuru ciltli kişiler kullanırken aydınlatıcı ve ten arasına herhangi bir pudra ürün kullanmazsa kalıcılığı artacaktır.
Gramaj: Bende bulunanı diğer bir ikonik Nars ürünü olan Orgasm allıkla ikili halde satılan hali. Şu anda bu şekilde ikili olarak alınabiliyor mu emin değilim. Tekli olarak satıldığı halinde ürün 4.5 gr.
Fiyat: 95-100TL civarı.

** Bende herhangi bir alerji veya sivilce oluşumu yaratmadı. Ama belirtmeliyim ki her gün makyaj yapan veya her gün aynı ürünleri kullanan bir insan değilim.

Flormar Quartet Eyeshadow - Copper Dreams
 Ambalaj: Siyah, sert plastik, yuvarlak ambalajlı, içinde ufak bir ayna ve sünger aplikatör bulunmakta.
Renk: Renk konusunda Albatross hakkında söylediğim her şey bu paletteki muadil renk için de geçerli. En ufak bir fark göremiyorum.
Koku: Kokusuz.
Pigmentasyon: Yumuşacık, kremsi yapıda ve oldukça pigmentli bir far. Pigmentasyonu Albatross'a göre daha fazla, çünkü Albatross'a kıyasla çok daha yumuşak yapılı bir ürün, fırçaya daha rahat geliyor. Seyrek kıllı bir fırçayla da güzel sonuç alırsınız, sık kıllı bir fırçayla da; eğer sık kıllı fırçanın her telini fara bulamaya kalkmazsanız!

Kalıcılık: Benim oldukça kuru yanaklarımda, kremsi-yumuşak dokusu sayesinde tüm gün dayandı. Eğer yağlı bir cildiniz varsa bu ürünü aydınlatıcı olarak uygulamadan önce araya ince bir tabaka pudra uygulamanız kalıcılığını arttıracaktır. 
Gramaj: 4 fardan oluşan ürün 12gr. 
Fiyat: 19,90TL

** Bende herhangi bir alerji veya sivilce oluşumu yaratmadı. Ama tekrar belirtmeliyim ki her gün makyaj yapan veya her gün aynı ürünleri kullanan bir insan değilim.

Hangisini Tercih Etmelisiniz?

Şık ve lüks hissiyatı veren güzel ve dayanıklı bir ambalaja sahip, high end bir ürün arıyorsanız, bir tane ürünüm olsun, uzun yıllar beni idare etsin, 3 ay sonunda dibini görmeyeyim diyorsanız, benim farla işim olmaz diyor, göz makyajında far kullanmaktan hoşlanmıyorsanız Albatross'u gönül rahatlığıyla alıp uzun yıllar boyunca memnuniyetle kullanabilirsiniz.

Eğer güzel, sağlam ambalajlı, iyi performans sergileyen çok işlevli bir ürün istiyorum, hem göz makyajıma hem ten makyajıma yardımcı olsun, fiyatı cep yakmasın, 5 ayda bitirirsem de tekrar almaktan çekinmeyeyim veya bitireyim de yeni şeyler denemem için bahanem olsun diyorsanız hemen gidip Flormar Copper Dreams dörtlü farını alabilirsiniz. Bu bir muadil yazısı olduğu için diğer renkleri incelemedim fakat kısaca söylemem gerekirse palet renkler, pigmentasyon ve kalıcılık açısından oldukça başarılı ve rahat uygulanabilir bir ürün. 

Tek eksiği daha geniş bir ayna ve daha kullanışlı bir fırça.
Cilt ton ve alt ton açısından bakacak olursak, bu iki ürün de sıcak ve soğuk renklerin bir araya geldiği ilginç renkler. Zemin soğuk beyaz, ışıltılar sıcak altın yansımalı olduğundan hem sıcak alt tonlar hem de soğuk alt tonlara uyacaktır. Hafif uygulamayla gündüzleri de kullanabileceğiniz gibi, kontrollü bir şekilde yoğun uygulamayla gece makyajlarına da rahatça uyum sağlayabilirsiniz.

Umarım bu muadil karşılaştırmam hoşunuza gitmiştir.
Bir sonraki yazıda görüşüne kadar,
Kendinize güzel bakın.
Zeynep


Around 6 years ago, when the highlighters weren't this big in the market, Nars Albatross highlighter was on the wishlists of beauty addicts. Afterwards, many brands came up with many highlighters, however Albatross still prtotects its throne as a incestor of highlighters.
Today I'm gonna review a very affordable dupe to this highlighter. They are so similar in colour that I can't even notice any difference. The product I am talking about is the lightest colour in Flormar Quartet Eyeshadow Palette named Copper Dreams. I bought the palette for I loved the colours in it immediately, the dupe thng is just a joyful surprise.
Flormar is a local brand however it is available internationally, go check www.flormar.com to find out more.

Lets take a look to these two products;


Nars Albatross
Packaging: Classic Nars packaging with black, chic, rubbery plastic case. It has a big mirror in it.  It doesn't include any brush.
Colour: Cooler toned white with golden sheen.
Scent: None.
Pigmentation: You don't see any that ghostly white on your skin when you apply it. The pigmentation is good but it's not crazy pigmented. It's powdery with no buttery feeling, therefore you can't go wrong as long as you don't heavily apply it with a thick, dense brush.
Staying Power: It lasted around 7 hours and it slightly faded after 5 hours. Dry skinned people should avoid applying any powder between skin and the Albatross to making the highlighter last londer.
Amount: I have the Orgasm--Albatross duo but I'm not sure if it's still available. However the original Albatross is 4.5gr/0.16oz.
Price: 30$ - 34€
** It didn't caused any allergies, irritation or break outs on me. However I need to point out that I don't put on makeup every day or I don't put on same products when I do.

Flormar Quartet Eyeshadow- Copper Dreams

Packaging: Rounded, black, hardened plastic, strong packaging which comes with a small mirror and a sponge applicator.
Colour: Everything I said about Albatross' colour is applicable for this product, too. I can't see any difference between them.
Scent: None.
Pigmentation: It's a soft, buttery textetured and very pigmented eyeshadow. It is more pigmented than Albatross for it has a softer texture and it can be picked up with a stroke of a brush, very easily. You can achieve a nice look with both using a sparse or a dense brush.
Staying Power: On my very dry cheeks it lasted all day long, thanks to its buttery soft texture. If you have an oily skin applying a thin layer of powder before applying ths product may help it to stay longer on your skin.
Amount: Contains 4 eyeshadow and it's 12 grams.
Price: Around 6 €
** It didn't caused any allergies, irritation or break outs on me. However I need to point out that again, I don't put on makeup every day or I don't put on same products when I do.

Which One You Should Go With?

I consider that this is the highlighting shade you are looking for. So which one to choose?

If you are looking for a high end product with a chic, luxury feeling packaging, want one solid product which takes a long time to hit the pan, if you are not fancy for eyeshadows, you can go, buy Albatross with no hesitation and use for a long long time.

If you want a product with a nice, solid packaging with a multi purpose and a high performance colours, want something compact and helps you on your both eye and face make up, with afforable price, and doesn't last for years for it's huge amount, so helps you to try something new or makes you buy it again and use it freshly, then you can go with Flormar Quartet Eyeshadow Copper Dreams.
Since it is a dupe review I didn't talked about the other colours in the palette however briefly, all of the colours in this palette is very successful on the pigmentation, colour and lasting ranges and very easy to use and blend.
The only cons of this product are that the size of the mirror it contains and the lack of a useful brush.

When it comes to skin tones and undertones, these two products are interesting colours which  cool tones and warm tones meet. Since the base colour is a cool white and the sheens are golden, these product is something both cool undertoned and warm undertoned people can pull off. 
When lightly apllied it can bu used for a day time look and also it suits for night looks with heavier (not heavy tho!) application.

Hope you liked this dupe review.
'Til next time,

Zeynep

16 Ağustos 2015 Pazar

Helenistik Saç Örgüsü - Aşırı kolay uygulamalı saç örneği





Merhaba,
Bugün size ne kadar başarısız uygulanırsa uygulansın yine de çok beğenilen bir saç modelinden bahsedeceğim. El becerilerim çok iyi değildir, bu nedenle izlediğim videolardaki hiçbir örnekle birebir tutturamadım ama buna rağmen kuaförde yaptırıp yaptırmadığımı soranlar bile olunca hemen sizinle paylaşmak istedim.

Modeli uygulamak aşırı kolay. Yapacağınız tek şey saçlarınızı iki yana ayırmak, iki tarafı da ayrı ayrı örüp (bu noktada ben düz örgü yaptım ama hollanda örgüsüyle yapanlar da var, daha şık duruyor) kıvırıp yukarıdan tel tokayla sabitlemek. Saçlarınız tel tel görünüyorsa, örme işleminden önce saçınıza mat wax sürüp, ondan sonra da örebilirsiniz. Daha derli toplu duracaktır.

Hem gündüz, hem gece, her ortama uyan bir uygulama. Kırmızı rujla da, nude rujla da, hatta rujsuz bile uğraşılmış bir görüntü elde ediyorsunuz yani çok şık :) Bu 5 dakikanızı bile almayacak saç modeli yaz akşamlarında hayat kurtarıcınız olacak.


Sevgiler,

Ece


12 Ağustos 2015 Çarşamba

Saçlarımı nasıl uzattım? Dax Supergro ile saç uzatmak

Merhaba,

Bugün sizlere saç uzatmak isteyen herkesin "holy grail" olarak adlandırdığı bir üründen bahsedeceğim. Saçlarım uzamıyor, saçlarımı kestirdim çok pişmanım, saçım en hızlı nasıl uzar gibi soru/şikayetlerinize tek bir ürünle cevap vereceğim: Dax Supergro Hair&Scalp Conditioner


Öncelikle ben bu ürünle çok rastlantısal bir şekilde karşılaştım. İnternette dolaşırken iki kişinin arasında geçen konuşmada bu ürünün methini duyup bloglarda arattığımda olumsuz tek bir yorumla bile karşılaşmayınca hemen denemeye karar verdim.

Ürün biraz yoğun yapılı bir vazelin kıvamında, elle ısıtılınca eriyor. Çok güzel kokuyor :) Saçlarımın diplerinden başlayarak uca kadar sürüyor, saçımı tepeden topuz yaparak topluyor, bir gece öyle bekletiyorum. Yastığınıza bulaşmaması için yastığınıza bir havlu sarabilirsiniz ben öyle yapıyorum.
Bloglarda en çok şikayet edilen mevzu arındırma mevzusu olmuş, ben bu sorunu yine bir blogtan öğrendiğim bir yöntemle çözdüm. Saçınızı durulamadan, duş kabinine girmeden önce şampuan uygulayıp köpürtüyorsunuz. Sonra duruluyorsunuz. Bir kez daha bu sefer ıslak saçlarınıza şampuan uygulayıp duruladığınızda tamamen arınmış oluyor.


Gelelim benim yorumlarıma.

Öncelikle duştan çıkıp saçlarımı kuruttuğumda, 1 gece saçımda kalmasıyla bile saçımı uzattığını gördüm (saçlarım sarı, o yüzden ne kadar uzadığını direkt görebiliyorum) ve o görüntüden sonra şu an bu ürünle 7. ayımdayım. Ocak gibi başlamıştım kullanmaya ancak Nisan'a doğru saçlarımı kestirdim. O yüzden en garanti yorumum Nisan-Ağustos arası olacak. Saçlarım omzumdan biraz aşağıdaydı Nisan ayında, şu an belime yaklaşıyor. Aşağıdaki görselde de görebilirsiniz.




Saçlarım yıpranmış durumda olmasaydı, koparak dökülmeseydi, şu an bu sonuçtan çok daha uzun bir saça sahip olacaktım buna eminim. Ancak saçım kolayca kopuyor bu nedenle şu anki sonuca bile şükrediyorum :) Fiyatı 35tl ve Watsons mağazalarında satılıyor. Kendisine internetten de ulaşabilirsiniz.

Kısacası çok severek kullandığım ve kullanmaya devam edeceğim bir ürün. Saç uzatmak isteyenler ve en kısa sürede saç uzatmak isteyenlere bu ürünü tavsiye ediyorum.


Sevgiler,

Ece

8 Ağustos 2015 Cumartesi

Priorin Intense


Merhaba!

Bugün biraz daha farklı bir konuyu ele alacağım; saç dökülmesi. Sanırım birçok kadının muzdarip olduğu bir konu bu. Saç dökülmesinin farklı farklı bir sürü sebebi var, hormonal sebeplerden tutun da vücuttaki değerlerin düşüklüğüne, veya stres ve depresyon kaynaklı olmasına kadar. 

Benim geçen seneden beri yaşadığım vücut değerlerimdeki düşüklük kendisini saç dökülmesiyle dışa vurdu. Üzücü ve endişe verici derecede olan saç dökülmesi karşısında biraz çaresiz hissettim. Çünkü değerlerimi düzenlemek için aldığım ilaçların (b12, b1 gibi vitaminlerin olduğu tabletler) değerlerimi yükseltmeye katkısı vardı fakat saç dökülmesi problemini hafifletmiyorlardı. 

Biotin içerikli ilaçlar alıp saçımı güçlendirmeye çalışırken tüm kıl köklerimi güçlendirmek de istemedim; kıl problemim olmadığı için başıma ekstra iş açmak pek de arzu ettiğim bir şey değildi. Ne yapsam diye düşünürken, tv reklamlarında Priorin Intense reklamlarını görüp biraz araştırmaya giriştim. Kullanıcıların memnuniyet yüzdesi ve içeriğinin az ve öz olması bir şans vermeme sebep oldu. 

Paket 120 adet kapsül içeriyor ve kullanıma göre 3 veya 4 aylık bir kullanım süresi var. Fiyatı ben aldığımda 120TL idi ve yanında şampuanı da hediyeydi. 

İlacın içeriği şu şekilde;


- Sarı Darı Ekstresi (140mg)
- Buğday Tohumu Yağı (271mg)
- Sistin (2mg)

- Kalsiyum Pantotenat (B5 vitamini 10mg)

Bu kadar az içeriğe sahip olup da bu kadar etkili bir ilaç olması ilaca olan hayranlığımı yaratan unsurlardan biri. Saç dökülmem öyle bir haldeydi ki; 10 bin çeşit maddeyi karıştırarak durdurulabilir gibi geliyordu bana. Oysa ki bu ilacı kullanmaya başlamamın ikinci haftasında saç dökülmem yarı yarıya azalmıştı. 

İkinci ayın ortalarında bu oran %70 civarına çıktı; artık saçımı taradığımda tarak ağzına kadar saçla dolmuyor, elimi saçıma attığımda abartısız  tek seferde10-15 tel parmaklarımda kalmıyordu. 



Ne Kadar Süre Kullandım? Ne Kadar Dozda Aldım?

Ben yoğun saç dökülmesi yaşayanlara tavsiye edildiği üzere Sabah 2 - Akşam 2 olmak üzere günde 4 kapsül aldım ve çikolata aromalı 120 kapsül 3 ay içerisinde bitti. Bu arada saç dökülmem de bitti.

1 hafta ara verip 2. Küre başladım, çünkü belli bir eksiklik içerisindeki vücudum tek kürle saç dökülmesi problemini atlatamayacaktı bariz şekilde. 2. kürde dozajı azaltıp günde 3 kapsül aldım ve 2. kür ile beraber cildimde ve tırnaklarımdaki olumlu değişimi de gözlemledim. Cildim daha az donuk, daha az kuruydu; tırnaklarımsa daha az kırılıyordu. 

İkinci kür sonunda ara verdim; hem kürler arası bir dinlenme süresi tanıyarak vücudu ilaca alıştırmak ve etkisini kaybetmesine sebep olmamak hem de saç dökülmemin seyrinde nasıl bir değişiklik olacak, ilacı bıraktıktan hemen sonra eskisi gibi dökülmeye devam edecek mi deneyimlemek istedim. 

3. Küre başlamadım. 2. Kürü bitireli ise yaklaşık 6 ay oldu, saç dökülmemde ise tekrar bir artış yaşamadım; normalde bir insanın dökeceği kadar saç döküyorum,  Bir sürü bebek saçım var dökülenler yerine geliyor, bu da beni mutlu ediyor ve sırf onlar rahat rahat uzasın diye saç boyatmaya bile korkuyorum. :)


Yan Etkiler? Olumsuz Yanları?

Hiçbir şey! Kesinlikle bir yan etki yaşamadım. Midesi oldukça hassas olan biri olarak bile mideme dokunmadı. Diğer kıl köklerimi güçlendirmedi, olmayan yerlerden kıl tüy çıkarmadı. İşi neyse onu yaptı; saçımı, tırnağımı, cildimi besledi.

Beni etkilemese bile belirtmem gereken tek husus kapsüllerin boyutları olabilir. Eğer hap yutmakta zorlanıyorsanız bu ilaçların boyutları korkutucu gelebilir. Kapsül olduğu için kırarak küçültemezsiniz de. Fakat yine kapsül olduğu için dil veya boğazda sürtünme olmuyor ve rahatça yutuluyor; amma ve lakin bunu hap içmekte sıkıntı yaşamayan bir insan olarak söylüyorum.




 


Saç dökülmesi ve dökülen saçı tekrar geri getirmek biraz zaman alan, sabır gerektiren bir eylem. Kesinlikle bir dermatolog ve dahiliye uzmanına danışıp gerekli tüm testleri yaptırın, mesela sorununuz sadece saç dökülmesi değil demir eksikliği, tiroit eksikliği gibi tedavi edilmesi gereken rahatsızlıklar olabilir.

Erkek Tipi Saç Dökülmesi ve Priorin?

Erkekseniz ve saç dökülmesi yaşıyorsanız, bu saç dökülmesi erkek tipi saç dökülmesiyse bu ilaç ne kadar yardımcı olabilir emin değilim, yine gerekli testleri yaptırıp sorunun kaynağını öğrenin, yaşadığınız saç dökülmesi belki de testosteron yüksekliğinden değil b1-b12-b5 eksikliğindendir belki de? O zaman Priorin yardımcı olabilir sanırım. Bu konuda bir uzmanlığım yok tabii, sadece düşüncemi belirtiyorum.

Şu an elimde 60 kapsüllük bir paket var ve yakında 3. Kür'e başlamayı planlıyorum, saç dökülmesinden ötürü değil bu sefer tırnaklarımın oldukça güçsüzleşmesinden, sürekli kırılması ve katman katman soyulmasından ötürü. Cildime ve saçımı güçlendirecek olması da lüks olacak. 


Kısacası, Doktorunuza danışıp gerekli tahlilleri yaptırdıktan sonra takviye olarak kullanmak isterseniz benim kendi deneyimlerimle tavsiye edeceğim bir ilaç bu.  işinize yarar ve saç dökülme sıkıntınız sona erer.
Umarım bu yazımı yararlı ve aydınlatıcı bulmuşsunuzdur,

Sevgiler,
Zeynep

5 Ağustos 2015 Çarşamba

DUPE ALERT! Benefit Rockateur vs. Flormar Terracota Blush On No. 43



**FOR ENGLISH PLEASE SCROLL DOWN**

Benefit Rockateur Allık çıktığı günden beri arzu nesnesi haline gelmiş, çok da benzeri olmayan bir renkte ürün. Tabii diğer Benefit ürünleri gibi fiyatı üzücü derecede yüksek! Peki bu benzeri olmayan renkteki ürünün eşi benzeri yok mu? Var! Hem de oldukça uygun fiyata ve yüksek performansa sahip bir ürün; Flormar Terracota Blush On serisinin 43 numaralı rengi.
Flormar son birkaç yıldır, belki de bir kısmının İtalyan dostlarımıza satılmasından sonra oldukça atağa geçmiş güzel koleksiyonlar ve ürünler çıkarmaya başlamış bir marka oldu. Fiyat-Performans açısından tatmin eder nitelikte bir çok ürünü mevcut. Bunlardan biri de Benefit Rockateur muadili ürünü.
İki ürünü kıyaslayacak olursak;

Benefit  Rockateur
Ambalaj: Karton, kare, kompakt ve sevimli bir kutuda aynası ve fırçasıyla geliyor. 
Renk: Rengi pembeye bakan bir şeftali, renk skalasında bulunduğu yer öyle güzel ki hem nude makyajla, günlük hafif bir makyajla kullanabilirsiniz hem de kırmızı rujları, bordo rujları tamamlayan onlarla harmoni içinde olan bir ton.
Koku: ilginç çiçeksi bir kokusu var ki bu bazılarının hoşuna giderken bazılarını rahatsız edebiliyor; çünkü kapağı açar açmaz kokusunu alabiliyorsunuz fakat yüzünüze uyguladıktan sonra burnunuza çarpan bir koku kalmıyor.
Pigmentasyon: Orta derecede, rengini veriyor, sık kıllı kabuki bir fırçayla uygulamazsanız kendinizi palyaçoya çevirme ihtimaliniz oldukça düşük.Oldukça rahat çalışılan, cilde kolayca yedirilen bir yapıda.

Kalıcılık: Oldukça iyi ben de makyajımı silene kadar yani ortalama 8 saat, çok az solma yaparak günü tamamladı. 
Gramaj: Diğer Benefit allıklarına göre daha düşük, sadece 5 gram. Çok pigmentli olmadığını düşünürsek çok da bereketli değil. Rahatlıkla dibini görebilirsiniz. 
Fiyat: En son 121 TL idi. Makyaj ürünlerine yüksek paralar harcamaktan hoşlanmıyorsanız paranıza kıydıktan sonra biraz vicdan azabı çekebilirsiniz. 
** Bende herhangi bir alerji veya sivilce oluşumu yaratmadı. Ama belirtmeliyim ki her gün makyaj yapan veya her gün aynı ürünleri kullanan bir insan değilim.

Flormar Terracota Blush On 43 Numaralı Allık
Ambalaj: Yuvarlak, siyah oldukça sağlam plastik bir kapta ufak bir aynayla geliyor, fırçası mevcut değil.
Renk: Hafifçe turuncuya bakan sıcak tonda bir şeftali, fakat böyle demem sizi korkutmasın, Rockateur ile aralarında aslında bir ton fark vardır, fotoğrafta inceleyebilirsiniz. Renk skalasında bulunduğu yer ile ilgili söyleyeceklerim Rockateur allık ile aynı hemen hemen, hem günlük makyajınızda hem de kırmızı, bordo gibi renkler kullandığınız makyajlara rahatlıkla eşlik edebilecek tonda.
Koku: Yok ve bu oldukça güzel bir özellik.
Pigmentasyon: Oldukça yüksek, fırçanızı hafifçe dokundurarak uygulayabilirsiniz, uygularken seyrek kıllı bir fırça kullanırsanız veya fırçanızı hafif hafif dokundurarak uygularsanız hata şansınızı azaltabilirsiniz. Cilde uygulaması kolay, güzelce karıştırılabilen bir yapıda.
Kalıcılık: Çok iyi, makyajımı çıkarana kadar bana eşlik etti.
Gramaj: 9 gram. Yani pigmentasyonunu da düşünecek olursak size yıllarca eşlik edebilecek evladiyelik denilebilecek ayarda bir ürün! :)
Fiyat: İndirimsiz hali ile 31,90 TL. Ürünün gramajı, pigmentasyonu ve kalıcılığını da hesaba katınca normal fiyatı da oldukça uygun bir aralıkta.

** Benefit gibi Flormar da bende herhangi bir alerji veya sivilce oluşumu yaratmadı. Ama tekrar belirtmeliyim ki her gün makyaj yapan veya her gün aynı ürünleri kullanan bir insan değilim. 

Bende neden bu iki ürün de mevcut?
Tamamen şans eseri. Flormar'ı kırmızı, bordo gibi rujlarla kullanılacak bir allık ararken keşfedip bayılmıştım. Rockateur ise doğum günümde kendimi şımartmak adına aldığım ufak bir hediyeydi.İkisinin benzerliğini makyaj malzemelerimi düzenlerken fark ettim. Rockateur allık almak isteyen fakat fiyatından ötürü biraz yılmış bir arkadaşıma bu allığı hediye ettim ve kendisi de renk benzerliği, pigmentasyon ve performansını oldukça beğendi.
Benefit ürünleri başarılı olsa da bu başarı ve popülaritesinin bir kısmını paketlerinin sevimliliğine bağlı. Fiyat performans pigmentasyon/kalıcılık üçgeninde tercih edecek olursak, Flormar 9 gramlık, Rockateur'u neredeyse ikiye katlayan ürün miktarı, güçlü pigmentasyonu ve kalıcılığı ve de uygun fiyatıyla Benefit'e tercih etmek için oldukça makul bir ürün oluyor.
Bu Benefit Rockateur'u kötü bir ürün mü yapar peki? Kesinlikle, hayır. Rockateur oldukça güzel bir ürün, Benefit'in bu karşılaştırmada zayıf kaldığı yönler fiyatı ve gramajı sadece.

Hangisini Tercih Etmelisiniz?

Sevimli bir ambalajı, olan kendinizi şımarttığınızı hissettirecek, high end klasmanında bir ürün almak istiyorsanız Rockateur'a yönelebilirsiniz.
Eğer cildiniz pembe alt tonlu veya mavi alt tonluysa yani soğuk bir alt tonunuz varsa, pembeye bakan tonundan ötürü Rockateur size daha çok uyacaktır.
Bu demek değil ki Flormar'ın allığı yakışmaz; sadece almadan önce denemeniz ve gün ışığında bakmanız daha iyi olacaktır.

Eğer nötr veya sıcak alt tonlardaysanız Flormar terracota'yı rahatlıkla taşıyabilirsiniz, tabii yine her zaman için mağazada önce deneyip gün ışığında inceleyerek almakta fayda var.

Umarım bu uygun fiyatlı muadil karşılaştırmam hoşuna gitmiştir,
Tekrar görüşene dek kendinize güzel bakın! :)
Zeynep


Since the day it released Benefit Rockateur has become a "objet du desir" with its rare colour. Well isn't there any dupe of this rare coloured well performing product? Indeed there is! Also it is very affordable , high perfomancing product from Flormar, Terracota Blush on No. 43.
flormar is a local brand which developed highly in these last years for they have Italian partners now, and started launching great products and collections and they are very satisfying when it comes to price-performance comparison.
Flormar is available around the world, you can check their website www.flormar.com to find out.

Lets Compare these two products

Benefit Rockateur
Packaging: Compact and cutely designed card box. It incudes a mirror and a brush.
Colour: Pinkish peachy. The colour range it stands is so beautiful that you can both use for a daily look, nude make up and with red and dark lipsticks, it is in a harmony with every colour and looks.
Scent: It has an interesting floral scent which might bothers some because the moment you open the box you can smell the scent. However after you apply it on your face you don't smell any scent on your face.
Pigmentation: Avarage, it has a decent colour pay off but it's not highly pigmented. If do not apply it with a dense kabuki brush it is highly unlikely that you will turn into yourself one little clown. It is easy to work with and quickly blended into your skin.
Staying Power: Quite well,it stays with a little fade out until I take off my makeup which is around 8 hours.
Amount: 5Grams which is lower than other benefit blushes. Snce we think it is not super pigmented it is quite possible to hit the pan.
Price: I have no idea the price internationally but it is around 40€ which is pricy! And if you are not a makeup junkie not kind a person wants pay high prices to a makeup product, you might feel a sting of remorse deep down in your heart or mind! :)
** It didn't caused any allergies, irritation or break outs on me. However I need to point out that I don't put on makeup every day or I don't put on same products when I do.

Flormar Terracota Blsuh On No.43
Packaging: Rounded, black, hardened plastic and it is very strong packaging which comes with a small miror. Doesn't include any brush.
Colour: Slightly orangey warm peach but don't let it intimidate you it's still very similar, as you can see above. When it comes the colour range I can say everything I said for Rockateur, it is very useable for both daily look and with red or dark lips.
Scent: It doesn't have any which is a good thing.
Pigmentation: Highly pigmented, apply it by tapping your blush lightly. If you use a less densed brush or apply light handed to achieve false-proof look. It is easy to apply and blend.
Staying Power: Very well. It kept m coompany untl I take off my make up whichis 8 hours in avarage. 
Amount: 9 Gram which is quite high when to think of its pigmentation,you can't hit the pan for years!
Price: It is around 10€ in here, you should check your counterstore and you can keep the discounts for even cheaper price.

** Just like Benefit Rockateur, it didn't caused any allergies, irritation or break outs on me. However I need to point out that again, I don't put on makeup every day or I don't put on same products when I do.

Which One You Should Go With?
If you want a cute packaging,a high end product which will make you feel spoiled you can go with Benefit Rockateur.
Also, If you have cool undertones like pink or blue (just like me) you might like Rockateur better for it is more pinkish than Flormar.
But it doesn't mean that Flormar one wouldn't suits your skin, what I recommend is to apply it on store and go check it on the sunlight.
If you have neuatral or warm undertones Flormar suits you easily, however again, always apply and check it out on the sunlight before buying it.

Hope you liked this affordable Dupe review.
Til next time!
Zeynep
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
https://www.freelancer.com/affiliates/ecerusen