20 Ağustos 2015 Perşembe

Bozcaada


Bozcaada'ya ilk kez 6 sene önce gitmiştim. Bozcaada adı sanı duyulmamış, ziyaretçi sayısı az, plajları sakin, günleri sakin, geceleri sakin, denizi sakin, denizi mükemmel, insanları mükemmel bir yerdi.
Bu geçtiğimiz 6 sene içinde, ismi duyulmaya, popülaritesi artmaya, büyümeye, kalabalıklaşmaya ve haliyle de ticarileşmeye başladı. Geçtiğimiz yaz da ziyaret etmiş biri olarak, bu geçen 1 sene içinde bile gösterdiği devasa fark beni şaşkına uğrattı açıkçası. Geçen sene sakin olan plajı, bu sene hafta içi bile hiç görmediğim kadar kalabalıktı. Yine de, ada hala güzel, deniz hala güzel, Bozcaada hala benim biriciğim.
Öncelikle ada büyük, fakat yerleşim alanı oldukça dar bir alanda. Feribottan indiğiniz bölge merkez, herşey ayağınızın altında. Bir yanınızda Rum mahallesi bir yanınızda Türk mahallesi, etrafınız bir sürü, cafe, bar, restorant, çay bahçesi, hediyelik eşya satan stant, reçel, kekik, ada çayı, domates, satan köy insanları, kediler, köpekler, pastane, kahve, müze, kilise, camii ve kaleyle çevreleniyor. Yine de hala dingin, yine de huzur dolu. Özet geçtim gibi ama adanın özü bu! 45 dakikada dolaşabileceğiniz merkezde yapacak bir sürü şey, ziyaret edilecek mekan, yemek yenecek bir şeyler içilecek yerler bulmak mümkün.

Peki ben neler yaptım? Nereleri gezdim, nerelerde yedim, neler tattım, neler keşfettim?
Bu sene Bozcaada tatilimi 5 gün tuttum, bizce ideal bir süreydi. Dinlecek, gezecek ve sıkılmayacağımızdan emindik. Öyle de oldu. Gerçi, sanırım o huzurda yüzerken sıkılmak oldukça zor.
Gitmeden önce araştırmamı iyi yaptım, görülmesi gereken yerler, yemek yenecek mekanlar derken güzel bir liste çıkardım. Sizlerle de hazırladığım listeyi ve yorumlarımı paylaşacağım.

Gezilecek Yerler / Aktiviteler


POLENTE FENERİ Bozcaada'ya gidiyorsanız kesinlikle yapmanız gereken şeylerin başında gelir Polente'ye çıkmak. Seviyorsanız şarabınızı - ki Bozcaada'ya gitmeyi planlamışsanız duymuşsunuzdur, adanın şarapları meşhurdur.- sevmiyorsanız canınız ne isterse artık çantaya atın ve güneşin batışını izleyin. Ada'da gün batımı her yerden çok güzel, fakat burada apayrı güzel. Arkanızda rüzgar gülleri ve fener, önünüzde alabildiğine deniz ve kızılla süslenmiş gökyüzünde batan devasa bir güneş! İster istemez romantik olursunuz!
Ulaşımı ya şahsi aracınızla, ya da şehirde toplu ulaşımın tek dayanağı dolmuşlarla yapabilirsiniz. Dolmuşların tek eksi yani belli bir saatte kalkıyor ve belli bir saatte dönüyor olması. Biz Güneş batmadan 2 saat önce dolana dolana şarap içe içe gitmek istemedik. Zaten şarap sevmiyoruz. O yüzden tek şansımız olan taksiyi kullandık. Siz de öyle yapacaksanız ufal br uyarı, taksinin numarasını almayı unutmayın, yoksa açıkta kalmanız olası. Orası İstanbullu dolu olduğundan sizi şehre atma inceliğini göstermeyeceklerdir. :) Bir ufak not daha, telefon kenarda çekmiyor, yola doğru yürüyün, ve telefon operatörünüzden de "Yunanistana Hoşgeldiniz!" mesajı alabilirsiniz.,şaşırmayın.


BOZCAADA KALESİ O kadar tarihi ki, ilk kimler yaptı bilinmiyor. Cenevizlilere kadar uzanan bir geçmişi var. Bizansa ve Osmanlı'ya ev sahipliği yapmış, bu sürelerde tadilat görmüş, büyütülmüş büyük bir kale. Zaten ada'ya yaklaşırken sizi o karşılıyor. Gece aydınlatmasıyla daha da etkileyici bir hale geliyor. Kale'nin ziyaret bedeli Tam: 5 Öğrenci:3.
İçeri girince ipini koparmışçasına koşmak isteyeceğiniz yeşillik bir alana çıkıyorsunuz. Ben yapmadım ama siz yapın. Yavaş yavaş yukarı çıkarken, kalenin püfür püfür esmesi de, size sunacağı manzaralar da mükemmel. İçeride çok fazla kalıntı yok, ama her yerine girin çıkın, kelenin kenarlarında yürüyün tehlikeyi göz ardı edip, eski zamanlarda yaşayan bir asker olduğunuzu hayal edin. Ben öyle yaptım. :) Kalenin son kısmında bir kaç tarihi eser görebilirsiniz, kalenin en tepesin çıkıp ufak pencerelerinden size verdiği görüntülere dalabilirsiniz. Ben kalelri, kuleleri çocukluğundan beri seven, onlarla haşır neşir olmuş biri olarak kale gezimizi çok sevdim. Ayrıca Canikorn'la maceralarımız da daha da güzelleştirdi bu geziyi.



BOZCAADA MÜZESİ Hayatımda gördüğüm en tatlı müze. Ada'nın Rum Mahallesi kısmında yer alıyor. Ada'nın en eski evlerinden birinde yer almakta. Orijinalinde 3 katlı olan bu ev, bugün maalesef sadece giriş katına ve bodrum katına sahip; yukarı çıkan merdivenler ise tavanla birleşip sonsuzluğa bakıyor. Evin bu iki katı bize bir zaman tüneli gibi ada'nın geçmişten yakın tarihimize kadar olan anılarına gün ışığı tutuyor. Burada Bozcaada'nın 1. Dünya Savaşında ne kadar önemli bir yer teşkil ettiğni, savaşa ait yabancıların ve kendi askerlerimizin, şahsi, askeri eşyalarına sahiplik yaparak insanı duygulandırıyor. Rum kökenli ada sakinlerinin savaş sonrası ada Türkiye'ye kalınca korkarak kaçmalarından, fakat geride kalan Rumların mektuplaşmalarında her şeyin barış içinde olduğunu söylemesiyle dönmesine kadar ince detayları belirten andaçlar da mevcut. Müzenin bodrum katı, daha çok yakın geçmiş ve adanın günlük yaşantısına dair anılar, eşyalar, bilgilendirmelerle dolu ve insana kendi anılarından bir kaç iz hatırlatarak bir gülümsemeye sebep oluyor.
Hızlı gezerseniz 15 dakikada, inceleyerek gerçekten tadını çıkararak dolaşırsanız yaklaşık 2 saatte müze turunu tamamlarsınız. Biz o tadını çıkararak gezenlerden olduk ve dediğim gibi 2 saate yakın sürdü turumuz.
Müze saat 10'da açılıyor. Deli öpmüş gibi kapılarını açar açmaz ilk adım atan bizler olduğumuzdan açılış saatinden eminim. Kapanış saatinden ise emin değilim.

ALEXANDRIA TROAS Gidilecek yerler listemde gidemediğim 2 yerden birisi. İlk sebebi çok tembel olmam, Güneş'ten fellik fellik kaçıyor olmam. İkinci sebebi ise nerede olduğunu anlayamamış olmam ve oraya gitmek için bir araca sahip olmamam, veya oradan geçen bir araç var mı araştırmamam. Tabii yolun tehlikeli olduğunu da okuyunca denize gitmeyi tercih ettim!
Gidenlerin çok methettiğibir yer olan Alexandria Troas'ın tarihi M.Ö 4. yüzyıla kadar dayanıyor. Başta adı Sigeia olan bu bölge Büyük İskender'in namın Alexandria Troas olarak değiştirilmiş. Aslında bir çok cevher barındıran bu alan, arkeolojik olarak değerlendirilmediğinden o cevherleri toprak altında tutmakta.

YENİKALE Neresi anlamadığım bir alan daha? Ayol acaba bildiğimiz kalenin içinde falan mı? Adanın her yanı bozkır, adına yakışacağı gibi, nereye saklanıyor bu yapılar ben anlamadım. Burası da çok dik yokuşlu bir yol sonundaymış. Çok tembelim demiştim, değil mi? Ama siz erkenden kalkın, mutlaka gidin; manzarayı hayal edebiliyorum. Gidemezseniz de denize girin, Bozcaada denizi her şeyin çözümü.



AYAZMA PLAJI 
Aşığınım yanında olamasam da. Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. :( Ama kendinizi egzotik bir Güney Yarım Küre adasında hissetmek istiyorsanız, hizmet ayağınıza geldi. Tabii bu yıl artan popülasyon önceden hissettiğim o mükemmel bana ait bir kıyı hissini azaltsa da Ayazma'nın incecik kumları, cam gibi berrak suyunun güzelliğini, içinde yüzen çeşit çeşit balıkların tatlılığını azaltamıyor.
 Denizin berraklığı için de şöyle bir özet geçeyim; ayağım yere değer sanıyorsunuz, olmadı boy veririm diyorsunuz, fakat suyun derinliğinin 5 metre olduğunu anlayıp dumurlara sürükleniyorsunuz.

Ayazma dışında oldukça bilinen diğer plajlar Habbele, Sulubahçe ve Akvaryum. Aslında bunlar dışında bir sürü daha koyları mevcut ve rüzgarın Poyraz mı Lodos mu olduğuna göre gireceğiniz yeri seçebiliyormuşsunuz. Rüzgarlardan anlamadığım için pek bir şey fark ettirmedi fakat aşağıya link'i bırakacağım.
http://www.bozcaadarehberi.com Nerelerde Yüzülür?


Bozcaada denizi ile ilgili söylemem gereken bir başka gerekli detay varsa o da şu; BUZ GİBİ! Kolay kolay alışacağınız bir soğuk da değil, sizi ele geçireck bir soğuklukta, ama korkmayın,  deniz çok güzel! Hele ki deniz aşığı bir insansanızo soğuğu umursamamayı başaracaksınız. Ben başardım; ki temmuz ayında keşke hırka alsaydım yanıma diyebilecek kadar üşüyen yapıda bir insanım.
Ayrıca tüplü dalış gibi farklı farklı birkaç su aktivitesi satan bir stant da mevcut. 



Ne Yesek, Ne İçsek?
Öncelikle söyleyeyim; ada ucuz değil. Bence pahalı da değil gerçi, Bodrum'un lahmacunlarından sonra pahalı demem haksızlık olur. Ufak yer "aman kimse duymamış" "aman saf olurlar" "bu parayla Santorinide krallar gibi yaşarım" kafasında insanların kısacık dönemli işlerinden kar etmemesini, size el pençe durmasını istiyorsanız bu kafa yapısıyla zaten siz adaya gelmeyin, adanın çehresini kirletmeyin; gidin Bodrumda lahmacun yiyip Bodrum'a gittim diye gerinerek gezinin. Santorini de olur, döviz kurunu takip etmiyorsanız.
Neyse atarlanmam bittiyse ne yesek ne içsek'e dönelim.
Ada'nın 4 yanı neyle çevrili? Deniz. Deniz'de ne bulunur? Balık. Adada ne bulunur? Tabii ki balık.
Bol Bol deniz mahsülü tüketebilirsiniz, güzel yapan yerler de var, ehh keşke öğrenseymişsin diyeceğiniz yerler de. Biz balık sevmeyen güruhtan bir çift olduğumuzdan, balık tüketmedik, daha çok deniz böceklerini tercih ettik. Kalamar da bu sevdaya dahil.
Balıkçıl olmadığımızdan tabii biraz kısır bir alanda kaldık. Ama mezelerimizle ve zeytinyağlılarımızla da oldukça mutluyduk!

ASUDE ADA
Merkezde ve oldukça güzel bir yerde, daha çok zeytinyağlı ev yemekleri yapan bir yer. En bilinen yiyecekleri hardal soslu bonfilesi, çok özel değil, kötü de değil. Sahibi mutlaka masanızda uğruyor hatrınızı, memnuniyetinizi soruyor. Ambiyans olarak çok sevimliydi ve diğer mekanlardan daha farklıydı. Hardal soslu bonfile, üç farklı zeytinyağlı'nın bulunduğu tabağa ve 2 içeceğe 60 lira ödedik.



Tayyare Pizza

TAYYARE PİZZA
Tayyare pizza adanın benzinliği Opet'in bitişiğinde yer alıyor; çok tatlı, çok güzel bir yer, mükemmel bir manzarası var!! Şahsi aracınız yoksa, önünden dolmuşlar da geçiyor. Servis yönünden de oldukça hızlılar, pizzaları çok lezzetli, fiyatları makul bence, çünkü malzemesi bol, pizza boyutları gayet büyük. Biz bresaola'lı, Gurme Pizza adındaki o çok lezzetli pizza ve 2 biraya, yanılmıyorsam 55 lira verdik.
Polente fenerine çıkarken uğrayıp aldık. Gün batımını yakalamak için acelemiz vardı, belli bir sayıda misafir olmasına rağmen hiç beklemedik, ayrıca işletmecisi taksi durağının numarasını sorduğumuzda bize taksi çağırmak gibi bir incelik gösterdi.
Adada balık, deniz mahsulleri, ege mutfağı veya zeytinyağlılardan farklı bir şey tatmak isterseniz kesinlikle tercih etmeniz gereken bir yer Tayyare Pizza. Hem pizzayı kim sevmez..?


KORELİ
Ayazma plajında yer alan birkaç mekandan biri. Oldukça uygun fiyata deniz mahsulleri balık vesaire yiyebilirsiniz. Biz de akşam saat 8'e kadar denizde kalıp daha sonra burada yemek yemeyi tercih ettik. Personel çok ilgili ve güler yüzlü, yemekler ortalama. Kalamar söyledik, biraz kayış gibiydi, fakat midye dolma lezzetliydi; baharatı biraz azdı fakat bu genelde ege kıyılarında görülen bir durum. Ayrıca altı tane midye dolma istemiştik fakat boyutları küçük bir sekiz tane getirip iki tanesini ikram ettiler, bu çok tatlı bir davranıştı bence, müşteriyi kazanmayı biliyorlar. Ayrıca ayazma plajında takılırsanız gün içinde de burada yemek yemeye uğrayabilirsiniz, Koreli etrafındaki diğer mekanlara göre daha uygun fiyatlı bir yer, diğer yerler daha boşken Koreli her zaman dolu oluyor.

MAVİ BEYAZ
Mavi beyaz restaurant tam merkezde yer alan, feribottan inerken göreceğiniz ilk yerlerden biri. Ambiyans yine çok tatlı, ışıklandırması, fonda çalan yunan müzikleri, denizin kenarında yer alması, kale manzarasıyla insanın içi açılıyor. Mezeleri ortalamanın biraz üzerindeydi, orijinal bir mezeye gözüm takılmadı, belki de fark edemedim bilemiyorum. Yine de br yanınızda deniz, bir yanınızda müzik, yanınızda, karşınızda sevdiğiniz insan ya da insanlar varken tadını çıkarmak oldukça imkansız olan yerlerden biri, böyle akşamları bir kaç defa tekrar etmeye etmeyi düşünüyorsanız tercih edebileceğiniz yerlerden biri de mavi beyaz olabilir. 5çeşit meze 35lik terikağ rakı'ya 150tl hesap ödedik.
 Kedişler ve köpüşler etrafınızda olacak, haberiniz olsun. :)


Sandal

SANDAL
bozcaada'nın Nevizadesi diyebileceğim bölgesinde yani birçok mekanın yanyana iç içe olduğu, sokakları masalarla bezenmiş, merkezi ve çok sevimli bir bölgesinde yer alan bir restaurant. Müzikler çok güzeldi; Ezginin günlüğü, Candan Erçetin, birsen Tezer'den şarkıların çaldığı bir mekan. Ben mezelerini çok beğendim orjinal mezeleri vardı; zaten siz masaya oturmadan önce size içeri alıp tüm mezeleri gösteriyorlar, hangisini tercih ediyorsunuz, hangisini almak istiyorsunuz soruyorlar onun dışında bulunan sıcak olarak ekstra ne yemek istersiniz bunları söylüyorlar bu arada da masanız hazırlanıyor. Biz 6 farklı meze aldık bunlardan bazılarını daha önceden hiç denememiştim, çok lezzetli buldum. Bir tanesi üzerinde peynir eritilmiş sıcak patlıcandı, bir diğeri 5 farklı peynir ve çörek otuyla bazı baharatlarla karıştırılmış olan çok lezzetli bir peynir mezesiydi ve çok lezzetliydi, günlük hayatımda yapmayı düşündüm mezelerden birisi oldu, kahvaltı için bile kullanılabilir. Buğdaydan yapılmış frik pilavı ve özellikle vişne yaprağından zeytinyağlı sarması çok çok güzeldi. Birçok farklı mezeleri var. Kalamarları gerçekten başarılı, Kalamar yemek istiyorsanız burayı tercih edebilirsiniz. Mezeler porsiyon olarakta yeterliydi. 6 çeşit meze 20 lik altın seri tekirdağ rakı ya toplamda 190 lira ödedik, en sevdiğim yerlerden birisi oldu Sandal kesinlikle.

Daha Başka Neleri Var Bozcaada'nın?
Bunlar dışında takılabileceğiniz bir şeyler içebileceğiniz birkaç yer daha var.



 Bunlardan ilki Çınaraltı Kahvesi.
 En çok bilinen tam merkezde yer alan bir kahve. Orada Türk kahvesi içmenizi tavsiye ederim. Özellikle yanında damla sakızlı kurabiye, acıbadem likörü ve çikolatalı sigara ikram ettikleri seçeneği denemelisiniz. Benim gibi damla sakızlı kahve çok seviyorsanız burada çok güzel yapıyorlar.
 


Bunun dışında Çınaraltı'nın hemen sol tarafında yer alan Ada Cafe var. Burası gelincik şurubu ve gelincik ne yaptıkları ürünleri ile meşhur. Orada 'Gezoz' içmenizi kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ediyorum; Gezoz gelincik şurubu limon ve soda karışımından yapılan, inanılmaz ferahlatıcı bir içecek. Yanında yine gelincikli kurabiyesinin tatmalısınız.
Bunun dışında gelincik gelincik şurubu ile yaptıkları bazı kokteyller de mevcut, sadece şurubu tek başına da içebilirsiniz. Aynı zamanda bunları satın da alabiliyorsunuz çok keyifli, çok lezzetliydi tekrardan tavsiye ediyorum



Gezoz, Gelincikli Kurabiye&Canikorn



Ada'nın en meşhur pastanesi Çiçek Pastanesi;
 Burada kahvaltı da yapabilirsiniz, kahvaltılık ürünleri paket olarak alabilirsiniz. Börekleri, simitleri, sandviçleri mevcut serpme kahvaltılarının yanı sıra. Aynı zamanda kavala kurabiyesi, damla sakızlı kurabiyesi oldukça meşhur, dondurmaları çok methediliyor. Ben çok da bayılmadım dondurmalarına. Adada her zaman dolu olan bir dükkanları var, farklı bölgelerde fırını, dondurma dükkanları da mevcut.

Çiçek Pastanesi'nin gölgesinde kalmış daha ufak ama kesinlikle gerçekten başarılı lezzetlere sahip bir diğer pastane Veli Dede
Ben buranın damla sakızlı kurabiyesini Çiçek Pastanesi'ne göre daha çok beğendim, kandil simitleri çok lezzetli çünkü mahlep oranı diğer yerlerdeki kandil simitlerine nazaran daha yüksek, bayatlamıyor, aksine aldığınızın ikinci üçüncü gününde çok daha lezzetli hale geliyor. Yine börek, poğaça tarzı kahvaltılık ürünleri bulabilirsiniz, bunları paket olarak alıp yanınıza götürüp deniz kenarında acıktığınızda yiyebilirsiniz. Aynı zamanda yine hediyelik olarak paketlenmiş ürünleri, reçelleri, zeytinyağları da mevcut.

Eski Kahve'de limonataları deneyebilirsiniz, ayrıca tavşan da yapıyorlarmış fakat yemedim. Değişik bir tat olabilir eğer denemek istersiniz. Ben tavşan pişirdiğim günden beri tavşan yemeği düşüncesine katlanamıyorum; üzerindeki beyaz tüyleri ayıklayınca biraz travma geçirmiştim.

Polente 
Ada'nın merkezinde yer alan inanılmaz popüler bir mekan. 6 sene önce gittiğimde de oradaydı, bugün de orada; hiçbir değişiklik yok. Aynı popüleritesini, aynı yaş aralığını barındırıyor. Burada içkinizi yudumlayabilirsiniz, müziğinizi en yüksek seviyede dinleyebilirsiniz. Ayrıca "Romantik Tost" ve "Mafia Tost" gibi komik isilere sahp tostları var; ben yiyemedim. Romantik tost yedirmeyenler utansın!
Yine bir başka gitmek istediğim, gözümün kaldığı, fakat fırsat bulamadığım yer Bozcaada Müzesinin tam karşısında yer alan Bakkal isimli cafe-bar. Gündüzleri son derece sakin, akşamları belli bir saatten sonra tıklım tıklım kalabalıktı ve yine herkes birbirine çok yakın, yan yana, sıcak ve muhabbet oldukça güzel gözüküyordu; eğer bu tür ortamlarda hoşlanıyorsanız kesinlikle oraya biraz takılmanız gerekli.


Ada hakkında detaylar

Geyikli iskele'den bineceğiniz feribota aracınızla gidiyorsanız, gidiş ve dönüş tarihinizi önceden rezerve ettirmeniz gerekiyor. Yoksa ne ada'ya gidebilir ne de adadan dönebilirsiniz. Kimin yeğeni olduğunuz önemli değil, rezervasyonunuzu yaptırın, ne çalışanları canından bezdirin, ne de diğer rezervasyonuyla gelmiş kişilerin hakkını ve zamanını gasp edin..

Ada son derece sakin huzurlu Ege'nin diğer turistik şehirlerindeki curcuna, gece hayatı, kalabalık burada yok, mesela mekanlar 1'de kapatmış olabiliyor. Eğer çılgın bir tatil istiyorsanız Bozcaada'dan memnun kalmazsanız.
Burada herkes çok rahat kimse takıp takıştırıp süslenip püslenip Catwalk'umu yapayım demiyor. O yüzden buraya giderken rahat olun,  süs püs kıyafet konusunda kafanızı çok yormayın, podyumda salınacakmış gibi hazırlanmayın. 

Ya da isterseniz hazırlanın hayat kısa istediğinizi yapın!
Ada akşamları serin olabiliyor bundan dolayı yanınızda mutlaka(!) ince de olsa bir hırka, bir ceket, bir gömlek getirin. Öbür türlü üşüyecek olursanız bulunduğunuz mekanların hiçbirinde şal mevcut değil sanıyorum ki. 

Adanın ara sokaklarını mutlaka dolaşın aralarda gizlenmiş ufak tefek güzellikler, reçelci amcalar ve şarap evleri mevcut.  Buralarda şarap tadım turları da yaptırılıyor, fakat migrenden ötürü şarap düşkünlüğüm olmadığı için bu kısmı biz es geçtik.
Kale civarında tur tekneleri mevcut. Bu turlarla etraftaki koyları keşfedebilirsiniz.

Plaja dolmuşla gidiyorsanız, en önemli detay şu ki; bu dolmuşların belli bir saatleri var. Akşam 8'e kadar her saat başı kalkarken daha sonra saat 9 buçukta ondan sonra 11'de ve gece  12 civarında kalkıyor akşam oralarda takılmayı planlıyorsanız, istediğinizden fazla takılmanız gerekebileceğini göz önünde bulundurun.



DeryAda'dan defterler ve çanta :)

Adada hediyelik eşya alabileceğiniz bir sürü yer ve stant var. Benim en çok sevdiğim yer Çınaraltının sol çaprazında kalan sokakta yer alan 'DeryAda' isimli ufak dükkan; onun önünden geçerken kız kardeşimi bir karikatür olarak bir defterin üzerinde görünce delirdim! Benzerlikleri muhteşemdi! 
Kesinlikle çok başarılı ve bu kadar gerçekçi olamaz. İçeri girdiğimde birçok el yapımı ve özel tasarım üründe karşılaştım hepsi çok güzel ve fiyatları bence oldukça makul. Bu bahsettiğim Nazlı Cans mahlaslı bir tasarımcının, defterler 10 liraydı, aynı tasarımcıya ait çantalar da 25 liraydı. Bunun dışında yastıklar, peştemaller, sahibinin tasarımı deniz kabularından takılar ve başka bir çok şey mevcut. İçeri girdiğinizde ufacık bir dükkanda birçok farklı ürün bulup hepsiyle mest olacağınıza eminim burayı kesinlikle kaçırmadan görmenizi tavsiye ediyorum!

Kedisi, köpeği bol ve hepsi çok tatlı. Hayvan sevmiyorsanız, gitmeyin bence.





Bozcaada çok sakin, çok ufak, yeşillik yok, adı gibi boz, internet de gidip geliyor, denizi zaten buz gibi. Araçsızken gidip gelmek problem, araçla gelmesi, dönmesi, park yer bulması problem. Çok kötü çok! Gitmeyin, görmeyin, kalmayın; hatta hiç bilmeyin.
Bozcaada bana kalsın, benim olsun.

Umarım bu yazım aydınlatıcı olmuştur bir nebze. Atlamış olduğum veya aklınıza takılan bir şey olursa çekinmeden sorun!
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Kendinize güzel bakın.
Zeynep.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
https://www.freelancer.com/affiliates/ecerusen