Merhaba,
Uzun zamandır yazmak istediğim ancak bir türlü fırsat bulamadığım bir parfümü yazmak istiyorum bugün size. Lancome Tresor Midnight Rose <3
Önce bu parfümle tanışma hikayemden bahsedeyim. Deli gibi 30ml parfüm topladığım zamanlardan birinde, yaklaşık 2 yıl önce, Trendyol ve Morhipo gibi özel indirim kulüplerinin stoklarında bolca bulunan bu ürünü görüp blindbuy olarak sipariş verdim. Yazın terlemekten cildimin parfümü tutmaması beni bu yola itti. Çok bilinen bir koku değildi, benim de çok bildiğim bir koku değildi. Ama lancome markasının parfümleri genelde risksiz olur, her ortama uyar, ben de buna güvenerek aldım.
O zamanlar pek etkilendiğimi söyleyemeyeceğim. Meyveli/citrusy/şekerli karışımı, hoş bir kokuydu ama etkileyici bir tarafı yoktu benim için. Bu yüzden bitmesinden korkmayarak hunharca kullandım. Parfümün kokusunu anlatacak en belirgin tanım ise: Skittles.
Evet bu koku skittles kokuyor, kelimenin tam anlamıyla hem de :) Bu yüzden hem çocuksu, hem biraz lolita gelmişti. Ancak 2 sene sonra parfümün dibinde biraz kalmış olduğunu farkedip sıktığımda bu kokuyla ilgili yeni bir şey daha keşfettim. Bir şekilde de kadınsı olmayı başarmış, özgüven dolu, heyecan verici! 2 sene içinde cildimin parfümü yansıtışı mı yoksa benim bir parfümden beklentim mi değişti bilemiyorum ama şu an bana gidip 50ml boyunu aldırtacak kadar etkilendiğimi söyleyebilirim.
Peki ne içeriyor bu koku? Harmanlanmış hali Skittles, daha önce belirtmiştim. Ama fragranticadan kopya çekecek olursam
Üst notalar: Gül ve Ahududu
Orta notalar: Yasemin, Şakayık, Kuş üzümü tomurcuğu, Pembe Biber
Alt notalar: Misk, Virginia Sediri, Vanilya
Tenime ilk sıkışta patlayan ilk notalar ahududu ve vanilya oldu. Zaten koku bu ikisi üzerinden patlamaya devam ediyor ileriki fazlarında da. Neden bilmiyorum, hem benim burnumun en iyi farkettiği hem de tenimin en çok patlattığı floral notaları bu parfümde pek hissetmedim. Oysa ki içinde gül ve yasemin gibi iki baskın nota barındırıyor. Yine de yasemine kıyasla gül kokusu daha baskın. Ama öyle buram buram gül suyu ya da gül yağı gibi değil, bir gül yaprağını elinize alıp ovalayınca kalan koku gibi düşünün(Bunu benden başka yapmış olan var mı bilmiyorum gerçi ama). Sıktıktan 10 dakika sonra misk kendini hissettiriyor, ahududu ile beraber parfüme enerji katıyor.
Kalıcılığı bu aşırı terleten yaz günlerinde hiç fena değil, özellikle ensemdeki saçlara sıkıyorum en iyi onlar tutuyor kokuyu. Gün içerisinde ara ara burnunuza geldiğinde ferahlık ve canlılık veriyor.
Şişesi de kokuyu çok iyi ifade etmiş ayrıca. Üste doğru yoğunluğu azalan mor renk, boyun kısmındaki gül, mücevherimsi kapak çok şık bir seçim olmuş. Derin, ferah, parizyen.
Reklam yüzü olarak Emma Watson muhteşem bir seçim olmuş. Kendisinin hem lolitamsı güzelliği, hem kadınsı duruşu, hem de özgüvenli bakışları bu parfümü çok iyi yansıtıyor.
Şu aralar keşfedilmiş olacak ki 30ml boyları hiçbir yerde bulunmuyor. Bu nedenle blind buy yapmayacaksanız Sevil Parfümeri'nin online sitesinde mevcut. Üstelik ne oldu bilmiyorum ama geçmişte milyarlık harcamalara bile 1-2 testerı anca veren Sevil tester konusunda oldukça cömert hale gelmiş. Bu değişimi sevdim :)
Sevgiler,
Ece